Tek parça olduğuna inanamıyorum. Ne oldu içeride? | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ سليمة، ماذا حصل في الداخل؟ |
- Yok bir şey. Ben... Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | ــ لا شيئ، لا أصدّق أنّكِ هنا |
Sen olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ هي |
Önce bana sormadan bizi izlemesine izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ وافقتِ على أن تلاحقنا دون أن تسأليني أوّلاً |
Buradan gitmesine izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ تسمحين له بالخروج من هنا |
- Bloomington'dan olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | (لا أصدّق أنّكِ من (بلومنغتون - أعلم، أليس هذا مدهشاً؟ |
- Evet? Vay canına, burada olduğuna inanamıyorum! | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ هنا. |
Burada olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أكاد أصدّق أنّكِ هنا! |
Gidip Castle'la hayalet kovalamalarına izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ سمحتِ له بالذهاب لمطاردة الأشباح مع (كاسل). |
Hadi ama Siobhan. Bridget'in yerine geçmesine izin verdiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكِ سمحتِ لـ(بريدجيت) أن تكون بشخصيّتُكِ. |