Beyaz Saray'da göreve başladığım ilk anlarda sistemin sökülmesi konusunda ısrar etmiştim. | Open Subtitles | ومنذ بداية قدومي للبيت الأبيض لقد أصررتُ على إلغاء هذا النظام |
Bu duruşmanın başlangıcında, bir şeyde çok ısrar etmiştim: | Open Subtitles | لقد أصررتُ في بداية هذه المحاكمة :على أمر واحد فقط |
Bu müziğin konması için ısrar etmiştim. | Open Subtitles | أصررتُ على هذه الموسيقى. |
Bunu kendi söylemek istedi ama ben gelmesin diye ısrar ettim. | Open Subtitles | - نعم. أرادَ نُزُول وإخْبارك، لَكنِّي أصررتُ بأنّني أَجيءُ بدلاً مِن ذلك. |
Ben ısrar ettim. | Open Subtitles | أصررتُ على ذلك |