Ama sen oğlumu bara götürdün." | Open Subtitles | ثم إنّك أصطحبت إبني إلى الحانة. |
O zavallı kızı Bayan Hunt'ın dairesine sen götürdün. | Open Subtitles | أنت أصطحبت تلك الفتاة المسكينة (إلى شقة الآنسة (هَنت |
Cylonları tapınağa Jüpiter'in Gözü'ne götürdün. | Open Subtitles | -لقد أصطحبت السيلونز إلى المعبد إلى عين (جوبتير) ماذا أخبرتهم ؟ ماذا أخبرتهم العين عن الأرض ؟ |
Son iki ay içerisinde tam 26 farklı sıçan tarafından yemeğe çıkarıldım. | Open Subtitles | لقد قمت فعلاً بالعد كم مره أصطحبت لتناول العشاء تقريباً 26 من الجرذان المختلفة في الشهرين الأخيرين |
Son iki ay içerisinde tam 26 farklı sıçan tarafından yemeğe çıkarıldım. | Open Subtitles | لقد قمت فعلاً بالعد كم مره أصطحبت لتناول العشاء تقريباً 26 من الجرذان المختلفة في الشهرين الأخيرين . |
Evet, biraz. Geçen temmuzda Amiral Huidobro'yu silah alması için ABD'ye götürdüm. | Open Subtitles | بعضهم، لقد أصطحبت الادميرال اويبدوبرو إلي أميركا لشراء سلاح في يوليو الماضي |
Yalnızca oğlumu ve rahibimi götürdüm, başka kimse girmedi. | Open Subtitles | أصطحبت ولدى,كاهنى, فقط. |
Baksana Dill, geçen hafta Muzzy diye birini smokin galasına götürdün mü? | Open Subtitles | )ديل) هل أصطحبت شخصًا يدعى (موزي( إلى حفلة رسمية الأسبوع الماضي؟ |
Nastya'yı bir restorana götürdün mü? | Open Subtitles | هل أصطحبت (ناستيا ) إلى مطعم؟ |
Benoit'yı bir çiftliğe götürdüm ve 1 hafta sonra Paris'teydik. | Open Subtitles | أصطحبت (بنوا) الى مزرعة وبعد اسبوع وصلنا الى "باريس" |
Bryan'ı bir şeyler içmeye götürdüm. | Open Subtitles | لذا أصطحبت (براين) للشراب |