- Seni rahatsız etmedi nedeni budur. - Sen olmalıdır. | Open Subtitles | لهذا لم أرد أن أضايقك كان عليك أن تقولي لي |
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, ama öyle sıcak ki ter içinde kaldım. | Open Subtitles | أتمنى ألا أضايقك لكن الجو حار للغاية.. لقد كنت أغلي للتو |
Şu andan itibaren seni rahatsız etmeyeceğim! Şu andan itibaren sadece arkadaş olacağız. | Open Subtitles | من الآن فصاعداً، لن أضايقك وسنكون مجرد صديقين. |
Ah, yazdıklarıyla canınızı sıkmayacağım şimdi ama emin olun ki, aynı gece kendini boğmaya niyetli bir kadının mesajı değil bu. | Open Subtitles | لن أضايقك بالتفاصيل الآن لكننى أؤكد لك .... أنها ليست رسالة من امرأة |
Niye sizi istatistiklerle sıkıyorum ki? | Open Subtitles | لكن لماذا أضايقك بهذه الإحصائيّات. |
Orospularınla tuvaletteyken seni rahatsız etmem. | Open Subtitles | أنا لم أضايقك عندما كنت في الحمّام مع مومساتك |
Beni sadece bir kez gör. Bir daha asla seni rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | ألتقيبيهذهالمرةفقط، نعم وأنا لن أضايقك مرة أخرى |
Söz veriyorum seni rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | رجاءً, أعدك سأحاول أن لا أضايقك بقدر الإمكان |
Biliyorsun iki yıldır seni hiç bir şey için rahatsız etmedim, hiç bir şey istemedim. | Open Subtitles | أنت تعلم أنّه قد مرت سنتان لم أضايقك فيها أبدا ولم أسألك شيئا |
Söz veriyorum seni bir daha rahatsız etmemek için elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | أعدك بأن أفعل ما بوسعي حتي لا أضايقك ثانيةً |
Seni işteyken rahatsız etmemeliyim, biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه من المفترض ألا أضايقك فى مكان عملك |
Dinle, seni rahatsız etmekten nefret diyorum ama neyle uğraştığımıza dair ciddi tedirginliklerim var. | Open Subtitles | أكره أن أضايقك لكن أواجه وقت عصيب لأحصل علي توافق أراء حول ما الذي نتعامل معه هنا |
- Bu konuda seni artık rahatsız etmeyeceğim. - Beni rahatsız etmiyorsun. | Open Subtitles | ـ لن أضايقك في ذلك بعد الأن ـ أنك لم تُضايقني |
Düşündüm ki, belki de sizi evinizde rahatsız etmeliyim. | Open Subtitles | ثمّ جاءتني فكرة، ربّما يجب أن أضايقك في منزلك |
Kabul et, seni bir daha rahatsız etmem. | Open Subtitles | إعترف بهذا ، و لن أضايقك ثانية |
rahatsız etmek istemedim, sürekli arkadaşlarınla beraberdin. | Open Subtitles | لا أريد أن أضايقك. كنت مع أصدقائك. |
Adresi biliyorum. Seni bir daha rahatsız etmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا أعرف العنوان و لن أضايقك مجددا أبدا |
Affedersin. Ne aptalım. Seni rahatsız etmemeliydim. | Open Subtitles | أنا آسف، أنا غبي لا يجب أن أضايقك |
Ah, yazdıklarıyla canınızı sıkmayacağım şimdi ama emin olun ki, aynı gece kendini boğmaya niyetli bir kadının mesajı değil bu. | Open Subtitles | لن أضايقك بالتفاصيل الآن لكننى أؤكد لك .... أنها ليست رسالة من امرأة |
Artık canını sıkmayacağım. | Open Subtitles | ولن أضايقك بعد الآن |
Meşgulsün. Muhtemelen canını sıkıyorum. | Open Subtitles | أنت مشغول وأنا من المحتمل أنني أضايقك |