"أضطررنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • zorunda kaldık
        
    • Gerekirse
        
    • zorunda kaldığımızdan
        
    • zorunda kalırsak
        
    Bazılarını arkada bırakmak zorunda kaldık. Diğerlerini yola ulaştırmaya çalıştık, yapabileceğimiz tek şey buydu. Open Subtitles البعض أضطررنا لتركه ورائنا، البعض الأخر وزعناهم على وسائل المواصلات لنبعدهم عن الطرقات
    Evet, en sonunda kapıyı açması için bir çilingir çağırmak zorunda kaldık. Open Subtitles أجل، في نهاية الأمر أضطررنا إلى جلب صانع الأقفال كي يفتحه
    Michael için sana büyü yaptığımızda bağlamak zorunda kaldık bacakların açılsın diye. Open Subtitles عندما رصدنا لك مايكل أضطررنا لختمة بالدبس
    O zaman muhtemelen, bu pek akıllıca değil. Eğer Gerekirse onu uzaya ışınlayacağım ama şimdi bu riski almalıyız. Open Subtitles سوف أقوم بنقله إلى الفضاء إذا أضطررنا ولكن يجب علينا المخاطرة
    Dışarıda neler yaşadığımızdan ve neler yapmak zorunda kaldığımızdan haberiniz yok. Open Subtitles فانتم لا تعرفون ما خضناه بالخارج و ما أضطررنا لفعله
    Ama eğer zorunda kalırsak kendimizi savunuruz. Open Subtitles ولكننا سوف ندافع عن انفسنا إن أضطررنا لذلك
    Ona, kaplanını ekselanslarına verdiğimizi söylemek zorunda kaldık. Open Subtitles أضطررنا أن نخبره أننا أعطينا نمره إلى سعادته
    Fonksiyonları daha fazla dayanamadı. Biz de onu öldürmek zorunda kaldık. Open Subtitles ولم يبقى موظفاً بعد ذلك لذلك أضطررنا أن نُلغيه
    Çok büyük bir iç kanaması var ve sağ akciğerini almak zorunda kaldık. Open Subtitles حسناً, لديه نزف داخلي كبير و أضطررنا لأستئصال رئتهُ اليمنى
    Sen arabanı 30 cm yana parketmediğin için dün bir blok öteye park etmek zorunda kaldık Open Subtitles أضطررنا البارحة على ركن السيارة بعيداً لأنك رفضت أن تحرك سيارتك بضعة أقدام.
    Bir kez tuzlu ot yemek zorunda kaldık. Tadı lahanaya benziyordu. Open Subtitles "ذات مرّة أضطررنا إلى تناول مجموعة عشب مالح كان مذاقه كمذاق الملفوف"
    Ama garip davranışları yüzünden kovmak zorunda kaldık. Open Subtitles حتى أضطررنا لطرده لأنه كان غريب للغايه
    Ne yazık ki, çoktan aynayı tamamen kapatmak zorunda kaldık. Open Subtitles للأسف، أضطررنا لغلق المرآه الناقله.
    - Köpek için durmak zorunda kaldık. Open Subtitles دعنا ندخل أضطررنا أن نتوقف من أجل الكلب
    Çeşmenin altındaki toprağı tahliye etmek zorunda kaldık. Open Subtitles لقد أضطررنا تصريف التربة تحت النافورة.
    Rotadan biraz sapmak zorunda kaldık. Ne oldu? Göğüslük. Open Subtitles أضطررنا لأخذ أنعطاف صغير، ماذا يحصل ؟
    Gerekirse seni zor kullanarak indireceğiz. Open Subtitles سنقوم بإصابتك وإيقاعك إذا أضطررنا لذلك
    Gerekirse senin için ölürüz. Open Subtitles سنموت من أجلك أذا أضطررنا ألى ذلك
    Will eğer karşı atağa geçmemiz Gerekirse, ...bunun yardımı dokunacağını söyledi. Open Subtitles ـ(ويل) قال أنه أذا أضطررنا فإن ذلك سيساعدنا في المقاومة
    Dışarıda neler yaşadığımızdan ve neler yapmak zorunda kaldığımızdan haberiniz yok. Open Subtitles فانتم لا تعرفون ما خضناه بالخارج و ما أضطررنا لفعله
    Ya Japonya üzerinde paraşütle atlamak zorunda kalırsak? Open Subtitles ماذا لو أضطررنا للهبوط في اليابان؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more