sizi burada teste tabi tutmayacağım ama aralarında en yüksek olanı Türkiye, Polonya, Rusya, Pakistan ve Güney Afrika. | TED | لن أضعكم في امتحان هنا، ولكنها تركيا هي الأعلى في نسبة وفيات للأطفال، و بولندا وروسيا وباكستان وجنوب إفريقيا |
sizi banyoya koyacaktım ama sizin için mahzuru yoksa burada kalın. | Open Subtitles | في الحقيقة أردت أن أضعكم في الحمام ولكن هذا أفضل لكم |
Olamaz. Sese bak. sizi hemen yatırayım. | Open Subtitles | استمعوا لأصواتكم, يجب أن أضعكم في السرير |
Bu yüzden sizi bu şehirde 37 blok ötede oturan Kont Olaf'a götürüyorum. | Open Subtitles | و أضعكم فى رعاية أقاربكم المقربين لذلك ستعيشون مع الكونت أولوف الذى يعيش هنا فى المدينة بعد 37 مربعا |
Bana iyi kulak verin, bu işi berbat ederseniz sizi bu tabutlara ellerimle koyarım. | Open Subtitles | أستمعوا أيها الفتية إذا أفسدتم هذا أنا سوف أضعكم في هذه التوابيت بنفسي |
Bunu yaparsanız sizi ülkedeki en hafif süvari birliği yapacağıma söz veriyorum. | Open Subtitles | وإذا فعلتم أعدكم بأن أضعكم في أفضل فرقة مشاة في البلاد |
sizi daha fazla tehlikeye atmak istemedim. | Open Subtitles | لم أشأ أن أضعكم في مزيد من الخطر أكثر مما فعلت بالفعل. |
Bize yardım et, sizi Meksika'ya giden bir tekneye bindireyim. Öldürmek mi? | Open Subtitles | ساعدونا في ذلك، وانا اتعهد بأن أضعكم في قارب مسافر للمكسيك |
Ama inan bana, sizi asla bilerek tehlikeye atmam. | Open Subtitles | و لكن لن أضعكم ابداً في الخطر وان اعرف بذلك |
Hâlâ sizi tehlikeye soktuğumu düşünüyorum ama benim gitmemi istememeniz, burada kalmam için yeterli sebeptir. | Open Subtitles | مازالت أعتقد بأنني أضعكم جميعا بخطر لكنكِلاتريدينيأنا أغادر, لذا هذا سبب كافي إلي لإبقى |
sizi ilk günden buraya atmalıydım. | Open Subtitles | كان يجب أن أضعكم هنا من اليوم الأول |
- sizi gıda işine sokuyorum. | Open Subtitles | سوف أضعكم يا سادة في أعمال البقالة |
sizi gözaltına almak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أضعكم جميعا رهن الإعتقال |
Nasıl yani? sizi radyo yayınına mı alayım? | Open Subtitles | لم أفهم تريدني أن أضعكم على الهواء؟ |
sizi tehlikeye attığımın farkına varmamıştım, yemin ediyorum. | Open Subtitles | لم أدرك أننيّ أضعكم انتم أيضاً بخطر يارفاق, أنا أقسم... |
- Bak ne diyeceğim neden sizi yerel yetkililere bağlamıyorum? | Open Subtitles | اقول لك ما -- لماذا لا أضعكم في اتصال مع السلطات المحلية؟ |
Verbanski sizi eğitmemi istedi. | Open Subtitles | فيربانسكي" تريدني أن أضعكم" في المستوى المأمول |
Bir daha sizi böyle bir duruma sokmayacağım. | Open Subtitles | لن أضعكم في وضع كهذا مرة أرى |
Odama herhangi bir referans ya da kimlik sunmadan geliveren ve sizi Kont Olaf'a emanet etmemi öneren o garip giyimli danışmanı en baştan hiç dinlemesem daha iyi olacaktı sanki. | Open Subtitles | أعتقد أنني أخطأت بالإصغاء إلى ذاك الاستشاري غريب الملابس الذي دخل مكتبي من دون مراجع أو ما يثبت هويته والذي اقترح أن أضعكم في رعاية الكونت "أولاف". |
- sizi sahneye çıkarmayacağım. | Open Subtitles | -ولن أضعكم في مرحلة الخطر |