"أضع المكياج" - Translation from Arabic to Turkish

    • makyaj
        
    • makyajımı
        
    makyaj falan yapmadım, saçım berbat ve iğrenç görünüyorum. Open Subtitles لا أضع المكياج, شعري بحالة سيئة, وأبدو قبيحة
    Konuklar Babuji için geliyorlar. Bana makyaj yap derhal . Open Subtitles جاء الضيوف من أجل والد الزوج وأمي تريدني أن أضع المكياج
    makyaj yapmak, saçlarımı yaptırmak, modaya uygun şeyler giymek zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أضع المكياج .. أو أسرح شعري أو ألبس ملابس أنيقة
    makyaj yapmak, saçlarımı yaptırmak, modaya uygun şeyler giymek zorunda değilim. Open Subtitles ليس علي أن أضع المكياج .. أو أسرح شعري أو ألبس ملابس أنيقة
    Eğer ben makyajımı yapıp,saçımı da kurutup zamanında gelebiliyorsam... Open Subtitles لو أمكنني أن أضع المكياج وأسرّح شعري وآتي إلى هنا في الوقت المحدد...
    Aklınızda olsun, daha makyajımı yapmadım. Open Subtitles حسناً , أعلموا إني لا أضع المكياج بعد
    Hayır. makyaj yaptığımdan beri bahşişler arttı. Open Subtitles لا, عندما أضع المكياج أحصل على بقشيش أكبر
    makyaj yapmıyordum! Sana makyajlıymışım gibi mi geliyor? Open Subtitles لم أكن أضع المكياج أيبدو لك أنني متبرجة بالمكياج؟
    makyaj yapmalı mıyım sence, ne dersin? Open Subtitles أترى بأني يجب أن أضع المكياج ؟
    Ellerim çok fena titriyor, kapıya gelecekler için zar zor makyaj yaptım. Open Subtitles ... يداي كانت تهتز بشدة استطعت بالكاد أن أضع المكياج من أجل طاقم الأخبـار
    Yaşayabilmek için ölü insanlara makyaj yapıyorum. Open Subtitles أنا أضع المكياج على الاموات لكسب عيشي
    Hiç makyaj yapmadım. Open Subtitles أنا لم أضع المكياج في حياتي أبدًا
    Artık makyaj yapıyorum. Open Subtitles أنا أضع المكياج الآن
    Ayrıca ben makyaj yaparım. Open Subtitles إضافة إلى .. أنا أضع المكياج .
    Öncelikle, makyaj yapmıyordum! Open Subtitles أولاً, أنا لم أكن أضع المكياج
    Bana tapan bu zeki, matrak, duyarlı adamın bir gün bana makyaj yapıp yapmayacağımı, eteklerimin ne kadar kısa olacağını, nerede yaşayacağımı, hangi işi kabul edeceğimi, arkadaşlarımın kimler olacağını ve Noel'i nerede geçireceğimi dikte edeceğini söylemiş olsaydınız size gülerdim; çünkü başlangıçta Conor'da şiddetin ya da kontrolün ya da hiddetin hiçbir emaresi yoktu. TED لو قلت لي في السابق أن هذا الرجل الذكي ،المرح ، الحساس الذي عشقني في يوم من الأيام سيتحكم ما إذا كنت أضع المكياج أم لا، ما مقدار قصر تنورتي، أين سكنت وأي وظيفة أخذت، من هم أصحابي وأين قضيت أعياد الميلاد، كنت لضحكت عليك. لأنه لم يكن هناك أي تلميح لعدوانية أو تحكم أو غضب عند "كونر" في البداية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more