| Yaşamak için sadece 24 saatim var ve onu burada harcamayacağım. | Open Subtitles | عندي اجازة 24 ساعة فقط ولن أضيعها في هذا المكان |
| - Evet efendim, boşa harcamayacağım. | Open Subtitles | لا، يا سيّدي، لن أضيعها. |
| Elime geçen bu ikinci şansı da harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | كما تعرف، لكن الآن لدي فرصة ثانية، ولا أريد أن أضيعها. |
| Ayrıca hayatımın son günlerini hastanenin tekinde sikime taktıkları borunun vücudumu zehirlemesiyle harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | و أنا لا أريد أن أمضي أيامي الأخيرة أضيعها في مستشفى مع أنبوب قسطرة في قضيبي و سموم في جسمي, |
| Hayatım boyunca bunu bekledim ve bu şansı kaçırmayacağım. | Open Subtitles | انتظرت طوال حياتي هذه الفرصة ولن أضيعها الآن |
| Bunu kaçırmayacağım. | Open Subtitles | ولن أضيعها |
| ikinci bir şansım var. Ve bunu mahvetmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا عدت, وأصبح لدي فرصة ثانية, ولن أضيعها |
| .. ve bunu mahvetmeyeceğim. O yüzden yarın görüşürüz. | Open Subtitles | و لن أضيعها لذا، أراك غداً |
| Kalitesiz. Bu yüzden güzel bir kızı harcamam. | Open Subtitles | هذا البدلة غالية لم أكن أضيعها على رفيقة |
| Boşuna harcamayacağım. | Open Subtitles | ولن أضيعها. |
| Bunu sevdiğin şaraplardan, nefret ettiğin filmlerden bahsederek harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | و لا أريد أن أضيعها بالتحدث عن نوع الخمر المفضل... أو الأفلام التي تكرهها |
| Bunu boşa harcamak istemem | Open Subtitles | لا أود أن أضيعها. |
| Hayır. Kalitesiz. Bu yüzden güzel bir kızı harcamam. | Open Subtitles | هذا البدلة غالية لم أكن أضيعها على رفيقة |