Büyükbaba Kuzya, lütfen. Beslemem gereken üç kişi var. | Open Subtitles | أيها الجد (كوسياس) من فضلك، لدي ثلاتة أفراد أطعمهم. |
Beslemem gereken iki ailem var. | Open Subtitles | لدي عائلتين يجب أن أطعمهم |
Neredeyse ölüyordum ondan yem veremedim. | Open Subtitles | كُنت على وشك الموت لهذا لم أستطع أن أطعمهم |
Balıklara yem edelim. | Open Subtitles | أطعمهم الى الأسماك |
İki çocuğum ve karım var. Karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım. | Open Subtitles | لدىّ طفلان بالمنزل و زوجتي و والدتها ينبغى علىّ أن أطعمهم |
İki çocuğum ve karım var. Karımın annesi var, karınlarını doyurmalıyım. | Open Subtitles | لدىّ طفلان بالمنزل و زوجتي و والدتها ينبغى علىّ أن أطعمهم |
Onları seviyorum evet ama, 24 saat onları beslemek zorundayım. | Open Subtitles | أعني، أنني أحبهم لكنه يتحتمُ عليّ أن أطعمهم 24 ساعة باليوم |
Çocukluklarından itibaren onları beslemek ve büyütmek ve böylece ben de yaşlanınca, karşılığında onların da bana bakması. | Open Subtitles | أطعمهم منذ الرضاعه لذا . |
Onlara yemek verebilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنني أن أطعمهم ؟ |
- Beslemem. | Open Subtitles | -لن أطعمهم |
Bir dakika sonra, Lee. Şu an kendilerine yem veriyorum. | Open Subtitles | "خلال دقيقه "لي فمازلت أطعمهم |
Adamların dinlenmesine izin ver. Onlara yemek verin. | Open Subtitles | أعطي الرجال راحة أطعمهم |