"أطلال" - Translation from Arabic to Turkish

    • harabe
        
    • harabelerinde
        
    • harabelerde
        
    • yıkıntılarına
        
    O yüzden harabe veya insan yapımı şeyler arıyoruz, tamam mı? Open Subtitles إذاً فنحن نبحث عن أطلال, أيّ شيءٍ من صنع الإنسان
    Yakın zamanda terk edilmiş yapıları inceledikten sonra herşey harabe haline çok hızlı bir şekilde dönüşebileceğini hissettim: eviniz, ofisiniz, alışveriş merkezi, kilise... etrafınızdaki herhangi insan yapımı olan yapılar. TED بعد إستكشاف المباني المهجورة حديثاً شعرت أن كل شيء من الممكن أن يتحول إلي أطلال بمنتهي السرعة: منزلك، مكتبك، سوق تجاري، كنيسة... أي شيء بناه الإنسان من حولك.
    - Ben Narnia'da hiç harabe hatırlamıyorum. Open Subtitles لا أتذكر وجود أطلال في نارنيا
    Değişim rüzgarları, Cumhuriyetimizin harabelerinde esiyordu. Open Subtitles هبّت رياح التغيير على أطلال جمهوريتنا
    Değişim rüzgarları, Cumhuriyetimizin harabelerinde esiyordu. Open Subtitles هبّت رياح التغيير على أطلال جمهوريتنا
    Bir zamanlar büyük bir halktık. Şimdi harabelerde yaşıyoruz. Open Subtitles .كنا يوما شعب عظيم .والآن نعيش فى أطلال
    Ve 5 milyar senden. Ama hırsız onu, Antalya'daki harabelerde vermek istiyor. Open Subtitles ولكن اللص يريد أن يتمم الصفقة في أطلال مدينة "أنطاليا".
    Bu kadar yolu saçma sapan Yunan yıkıntılarına bakmaya gelmedik. Open Subtitles لم نقطع نصف العالم لكي نرى أطلال اليونايون اللعينة تلك
    Narnia'da hiç harabe olduğunu hatırlamıyorum. Open Subtitles حسناً ، أنا لا أذكر وجود أي أطلال في (نارنيا)
    Oluşmasında payım olan bir harabe. Open Subtitles أطلال أنا من صنعها
    Burası harabe. Open Subtitles هذه أطلال
    Dev harabelerinde yaraladığın yaratık. Open Subtitles الوحش الذي جرحته في أطلال العمالقة
    Dol Guldur harabelerinde yuvalanmışlar. - Kaynaklarını kurutabilirsek şayet... Open Subtitles إنّهم يتكاثرون في أطلال "دول غولدور" إن تمكّنا مِن القضاء عليهم مِن المنبَع...
    Yarın öğlen Antalya harabelerinde Armaan ile anlaşma yapacağız. Open Subtitles سننهيالصفقةمع (آرمان)غدا... في أطلال مدنة "أنطاليا" عند الظهر.
    Pompei harabelerinde yürüyen bir çift hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكر إثنين, يسيرون على أطلال (بومباي)
    Onu bulduğumda kentin yıkıntılarına zincirlenmişti. Open Subtitles عندما وجدته كان مُسلسلاً ... إلى أطلال مدينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more