Nasılsın?' ve insanlardan aldığım tek soru şuydu: 'Birini vurdun mu?' | TED | والأسئلة التي طروحها علي كانت فقط، "هل أطلقت النار على أحد؟" |
İki kişiyi vurdun. Yetmez mi? | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على شخصين , أليس هذا كافياً ؟ |
Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. Bilerek yaptım. | Open Subtitles | مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد |
Kimse yok mu? Az önce birini vurdum. Bilerek yaptım. | Open Subtitles | مرحباً، أطلقت النار على شخص ما فعلت ذلك عن عمد |
Bir insanı vurduğunu sanmıyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظن بأنك أطلقت النار على شخص حقيقي. أليس كذلك؟ |
Köpeğimi tam kakasını yaparken mi vurdun? | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على كلبي أثناء قيامه بالتغوط؟ |
Jay, az önce o adamı vurdun. Yani, gerçekten vurdun. | Open Subtitles | جاي، لقد أطلقت النار على الرجل للتو أعني لقد قتلته فعلاً |
Buraya sana saldırmaya gelen bir adamı vurdun. Nefsi müdafaaydı. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على رجل جاء إليك هنا لكي يهاجمك لقد كان دفاعا عن النفس |
- Benim baş subayımı vurdun. - Sadece yaralamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | أطلقت النار على ضابطى الأول كنت احاول جرحه |
Onu yaklaşık 100 gramlık at yatıştırıcısıyla kıçından vurdun. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على مؤخرتها بمهديء للأحصنة |
En son elinde bir silah varken, birini vurdun. | Open Subtitles | آخر مرة حصلت على مسدس أطلقت النار على أحدهم |
Bir keresinde sırf ölürken izlemek için bir adamı vurdum. | Open Subtitles | إحدى المرات أطلقت النار على رجل لمجرد مشاهدته وهو يموت |
Bu çılgınca, onlardan birini vurdum! | Open Subtitles | لا ، هذا جنون ، لقد أطلقت النار على أحدهم |
Birkaç adam vurdum. Bu doğru. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على بعض الشباب نعم هذا صحيح |
2 hafta sonra, senin silahınla kendimi vurdum. | Open Subtitles | بعد أسبوعين من الآن أطلقت النار على نفسى من مسدسك |
Rabbine kavuşmak üzere olan biri... sadece yasal olarak yetkili olduğu işini yaptığı için... bir şerifi omuzundan vurduğunu ona söylemeyi düşünmez. | Open Subtitles | إذا التقيت بربك لن تخبره أنك أطلقت النار على نقيب لأنه كان يؤدي عمله القانوني |
Amerikalı çocuğu vurdu. | Open Subtitles | تشارلي , الأميريكية أطلقت النار على الفتى |
Ah elbette, kafede kocasını vuran kadın. | Open Subtitles | أجل، تلك المرأة بالمقهى التي أطلقت النار على زوجها |
1991'de bir ilaç firması önünde yapılan "Act Up" gösterisinde bir korumayı vurmuş. | Open Subtitles | في 1991، أطلقت النار على حارس أمن خارج شركة للأدوية أثناء القيام بإحتجاج أفترض بأنكم جميعا تعرفون ما هي أكت أب |
O iki kişiyi vurduktan sonra yalan makinesinde teste tutuldun, değil mi? | Open Subtitles | أنت أجريت إختبار كشف الكذب بعد أن أطلقت النار على أولئك الشخصين أليس كذلك ؟ |
Benim mekânıma ateş ettin ve bir arkadaşım hastanelik oldu. | Open Subtitles | لقد أطلقت النار على مكاني ووضعت صديق لي في المستشفى |
Uyku tulumunu vurduğun zaman, Kemikleri parçaladık. | Open Subtitles | عندما أطلقت النار على كيس النوم، قد حطمت العظام |
Sar başa, özellikle seni vurduğum şu kısma geri gel. | Open Subtitles | إلى حيث قُلت بأننى قد أطلقت النار على أحد ما |
Sen o insanların gözünü oyan deliyi kafasından vurmuştun! | Open Subtitles | أطلقت النار على ذلك الرجل الذي ينتزع العيون |
Ateş hattında kimsenin olmadığını görebiliyordum bu yüzden boşa ateş ettim. | Open Subtitles | استطعت رؤية أنه لا أحد بخط إطلاق النار لذا أطلقت النار على الجذع |
Sadece, o adamı vurduğumda, cenin pozisyonuna geleceğimi düşündüm fakat, işin aslı hiçbir şey hissetmedim. | Open Subtitles | الأمر فقط أني عندما أطلقت النار على هذا الرجل اعتقدت أني سأنهار ولكن في الحقيقة أنا لا اشعر بشيء |