| Soyguncumuzun ateş ettiği 30 kurşunun sonuncusunu poşetlemeyi şimdi bitirdim. | Open Subtitles | إنتهيتُ للتوّ من تَكْييس آخر الرصاصات الـ30 التي أطلقها سارقنا |
| Ajan Mulder dün gece geç saatte kendi kafasına ateş etmesi sonucu ölmüş. | Open Subtitles | العميل مولدر مات ليلة أمس.. من شقة, من جرح طلقة أطلقها بنفسه على رأسه. |
| İçinde bir mermi var. Bir sonraki trenden önce ateş et. | Open Subtitles | هناك رصاصة واحدة متبقية أطلقها قبل قدوم القطار |
| ateş edeceğini düşünmemiştim, ama etti. | Open Subtitles | لم أعتقد أنه سيطلق النار، ولكنه أطلقها. |
| -Eve ateş etti. | Open Subtitles | لقد أطلق النار ببندقيته على البيت - لقد أطلقها عن طريق الخــطأ - يا جون لقد أطلق النار ببندقيته على البيت |
| Onun duyguları, benim koluma ateş açtı. | Open Subtitles | مشاعره أطلقها هنا في ذراعي. |
| şimdi! - ateş, Miller! | Open Subtitles | الآن يا ميلر ، أطلقها |
| Ayrıca, otopsimi bitirdim ve Greg Harmand'ın ateş ettiği mermi, kesinlikle ölüm sebebi değilmiş. | Open Subtitles | -أيضاً لقد أنهيتُ التشريح و الرصاصة التي أطلقها (غريغ هارملارد) لم تكن سبب الوفاة |
| Oz'un ateş ettiği silahın balistik raporuna bakabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي أن أرى تقرير المقذوفات للرصاصة التي أطلقها (أوز)؟ |
| Rigsby'nin ateş ettiği kurşun son kurşundu. | Open Subtitles | (الرصاصة التي أطلقها (ريجسبي بجانبك كانت الوحيدة في المسدس |
| Ama kimin ateş ettiğini bilmiyorlar. | Open Subtitles | لكنهما لا يعرفان من أطلقها |
| - Blake kaç el ateş etti demiştin? | Open Subtitles | -كم رصاصة أطلقها (بلايك) كما تقولين؟ |
| - ateş! | Open Subtitles | أطلقها! |
| ateş, ateş! | Open Subtitles | أطلقها ! |