"أظافرها" - Translation from Arabic to Turkish

    • tırnaklarının
        
    • Tırnakları
        
    • tırnaklarını
        
    • tırnak
        
    • tırnaklarında
        
    • tırnaklarından
        
    • tırnağı
        
    • manikür yaptım
        
    Sadece tırnaklarının içinden aldığımız derisi var, ...sonra dava kapandı. Open Subtitles كل ما لدينا هو جلده تحت أظافرها, وانتهى تتبع الأثر.
    - Evet. tırnaklarının altındaki DNA kendine aitmiş. Open Subtitles نعم,الحمض النووي الذي تحت أظافرها, هو حمضها النووي
    Geri döndüğünde, tırnaklarının arasına bambu kıymıkları geçireceğim. Open Subtitles عندما تعود, سوف اضع شظايا الخيزران . تحت أظافرها.
    Zavallı kızın boynundakilerin onun Tırnakları olmaması için dua edebilirim. Open Subtitles سأدعو أن تكون تلكَ أظافرها التي على رقبة الفتاة المسكينة
    tırnaklarını yapıyor, televizyon seyrediyor ve senin paranı harcıyor. Senin kazandığın parayı. Open Subtitles إنها تُقلم أظافرها و تُشاهد التلفاز و تنفق نقودكِ التي تجنيها أنتِ.
    Saldırganın elinden kurtulmaya çalışırken kendini yaralamış, ama kendi deri dokusuna ek olarak, tırnak uçlarında yabancı bir DNA da buldum Open Subtitles فعلت هذا بنفسها أثناء محاولتها إزالة يدي المعتدي، لكن في حالة نسيج جلدها عثرت أيضاً على حمض نووي أجنبي تحت أظافرها
    Laboratuar, tırnaklarında iki farklı DNA örneği buldu, yani karşımızda bir ekip var. Open Subtitles كما أن عمال المخبر وجدوا حمضين نوييين مختلفين تحت أظافرها اذا نحن نتعامل مع فريق
    Ayrıca tırnaklarının altında boyaya benzer birşey buldum. Open Subtitles كما انني وجدت ما يشبه الطلاء تحت أظافرها
    Adli tıp incelemesi yaparsan, tırnaklarının altında benim derimi bulursun. Open Subtitles في بحثكم الجنائي ستجدون جلدي متكدس تحت أظافرها
    Olay yeri inceleme ekipleri tırnaklarının altında kan buldular. Open Subtitles وجدنا دماً تحت أظافرها. لذا سنقوم بتحليله.
    Ayrıca tırnaklarının arasında deri parçaları ve dün seks yaptığının kanıtları var. Open Subtitles ثمّةَ أيضاً جلد موجود تحت أظافرها و أدلة على ممارستها علاقة جسدية يوم البارحة
    tırnaklarının arasında DNA'nız bulunuyor. Open Subtitles حسنا ، إنّه حمضك النووي الموجود تحت أظافرها
    tırnaklarının hepsi cenazesi için kesilip, temizlenip boyanmıştı. Open Subtitles لقد كانت كل أظافرها نظيفة ومقصوصة ومصبوغة من أجل الجنازة
    Çıkmak için debelenirken Tırnakları kırılmış. Open Subtitles وسقطت أظافرها عندما كانت تحاول الخروج من السيارة
    Herhangi bir yerde öldürülmüş olabilir. Evde. Tırnakları bakımlı. Open Subtitles بالمنزل، أظافرها مشذّبة وشعرها مسرّح لا ترتدي هذه المرأة سروالاً قطنياً بأي مكان عدا المنزل
    Tırnakları cilalanmış, saçı kesilmiş, elbiseleri de yeni. Open Subtitles نعم، أظافرها مطلية وشعرها مقصوص وملابسها جديدة
    Hâlâ fincanın üzerindeki kırmızı tırnaklarını görebiliyorum. Open Subtitles مازلت أستطيع رؤيت أظافرها ممسكه بهذا الفنجان
    Onunla çalışamam, Frasier. tırnaklarını bir görsen. Paniğe gerek yok, Roz. Open Subtitles لا أستطيع العمل لديها يا فريجر عليك أن ترى أظافرها لا حاجة للهلع متأكد أن هذا كله جزء من الرقصة
    Ben hala ikna olmadım belki de bu şeylerin akıl hastanesinden deliler olup tıraş olmayı ve tırnaklarını kesmeyi unuttuklarını düşünebilirim. Open Subtitles لكنني غير مقتنع أن هذه ليست سوى أشياء فرت من مصحة المجانين ونسيت أن تحلق و تقص أظافرها
    tırnak altları morarmış bile. Open Subtitles بطانة أظافرها متغيرة اللون لديها بقعة زرقاء
    tırnak aralarında kağıda benzeyen küçük maddeler buldum. Open Subtitles لقد وجدت أشلاء من مادة بالورق تحت أظافرها.
    Ne yazık ki, derisinde ya da... tırnaklarında DNA kalıntısı yok. Open Subtitles لسوء الحظ، لم يكن ثمة حمض نووي أجنبي على بشرتها أو تحت أظافرها
    İstese de tünel kazamazdı çünkü tırnaklarından birini kıracağından korkardı. Open Subtitles لم تكن لتحفر للخروج، لانها كانت ستخشى أن تكسر أحد أظافرها
    Cildi, tırnağı, asıl sağlığını gösteren aparatlar falan öyle gösteriyor. Open Subtitles بشرتها,أسس أظافرها صحة.. جهازها بشكل أساسي متدهورة
    Saçlarını kestim, boyadım, manikür yaptım, her gün ovaladım. Open Subtitles ، بالطبع، أقص شعرها . أصبغه، أصبغ أظافرها ، وبعض المساج . من الأمام والخلف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more