"أظنه" - Translation from Arabic to Turkish

• Bence
• düşündüğüm
• düşünüyorum
• Galiba
• sanmıyorum
• düşündüğümü
• düşünmüyorum
• sanıyordum
• o
• düşünmüştüm
• sanıyorum
• - Sanırım

Bence bu şu hali ile bile tıbbın pekçok alanında inanılmaz faydalı.
لذلك إن هذا بالفعل، أظنه نافع بشكل كبير في جميع أنواع الطب.

Bayan Hoover, sanırım bir hayvanı kesebileceğimi düşünmüyorum. Bence bu yanlış.
آنسة هوفر، لاأعتقد أني قادرة على تشريح حيوان، أظنه أمراً خاطئاً

Biliyor musun Bence sorun ne? Homo olduğumu tek bilen sensin.
حسناً إليك ما أظنه أنت الشخص الوحيد اللذي يعلم بأني شاذ

Benim düşündüğüm sana vermiyorum bu da kim verecekse ona gidebilirsin demek oluyor.
مالذي أظنه أنني لست أسمح لك بمضاجعتي لذا ستحصل عليها بأي مكان تريد

Özür dilerim, ama bunun olağanüstü olduğunu düşünüyorum ve yardım etmek istiyorum.
حسناً , أنا آسف , لكني أظنه رائع , و أريد المساعدة

Dur biraz, Galiba bir yerde resmin olacaktı.
أنتظر ، أظنه لدي صورة لك هنا بمكان ما نعم

Parçalara ayırmayı bırak, bir av tüfeğini yürütmeyi bile becerebileceğini sanmıyorum.
لا أظنه يعرف أول شئ عن سرقة السلاح لا يهتم بتفكيكه

Bence paranın yeri hakkında genel bir fikri var, ama tam yerini bilmiyor.
أظنه يعرف مكان وجود النقود بوجه عام لكنه لا يعرف على وجه الدقّة

Ama Bence şöyle bir kontrol etmek en iyisi, güvenlik için.
ولكن أظنه من الأفضل أن نتفقد الطابق الأعلى من أجل السلامة

Karışık şeylere kafası basar ve Bence sana yardım edebilir.
إنه بارع في الأمور المعقّدة، أظنه ربما يتمكّن من مساعدتك.

Bence hem modern ve yüksek teknoloji hem de çok basit olmalı.
‏‏أظنه يجب أن يكون حديثاً وعالي التقنية، ‏لكن بسيطاً جداً أيضاً. ‏

Ve Bence bu platformun bu kadar büyük olmasındaki sebep, Zynga'nın Facebook'un üstüne daha başarılı bir şey üretememesi.
وعدم قدرة زينغا على بناء أي شيء ناجح بمعزل عن الفيسبوك، وهو ما أظنه بأنه مؤشر رئيسي لسبب القوة الطاغية لهذه المنصة.

Ama Bence, en güçlü ve mantıklı sesin, bu dilsiz nesneden gelmesi mümkün, Cyrus silindirinden.
لكن أظنه من الممكن أن أكثر الأصوات قوة وحكمة منهم قد يكون صوت هذا الشيء الأخرس، إسطوانة كورش.

Hatta Bence, bizi mahvetmeyeceğini veya kendimizi mahvetmeyi bize aşılamayacağını düşünmek çok güç.
وفي الواقع، أظنه من الصعب جداً أن نرى كيف أنها لن تدمرنا أو تلهمنا أن ندمر أنفسنا.

Bir senaryo anlatacağım, korkunç olduğunu düşündüğüm ve gerçekleşmesi muhtemel olan ve görünen o ki iyi bir kombinasyon da değil.
سوف أقوم بوصف سيناريو أظنه مخيفاً ومن المرجح أن يحدث، وهذا ليس مزيجاً جيداً، كما سيبدو.

Anlatıcı hakkında daha çok gerçeğe ulaşmamıza yardımcı olacağını düşündüğüm 23 soru.
و الذي أظنه سيساعدنا على معرفة المزيد عن تلك الراوية

Ama, insanların böyle anlara ihtiyacı var. En azından ben öyle düşünüyorum.
لكن الناس يحتاجون لمثل هذه اللحظات, هذا ما أظنه على كل حال

Fosil yakıt kullanmaya devam edersek ben daha fazla olacağını düşünüyorum, bu yüzyılda ya da hemen sonrasında belki hatta 5 metre ya da 18 feet.
أظنه سيكون أكثر إن واصلنا حرق الوقود الأحفوري، ربما خمس أمتار حتى، والتي هي 18 قدما، هذا القرن أو بعد ذلك بوقت قصير.

Galiba saksofonunu otobüste bırakmış.
أظنه ترك ساكسفونه بداخل الحافلة على ما أعتقد

Bunun öyle bir parti olduğunu sanmıyorum ama tarzını sevdim.
لا أظنه ان هذا نوع من الحفلات لكن يعجبني مظهره

Uyandığında, çok şanslı bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyin ona.
حسناً,عندما يستيقظ أخبريه أنى أظنه رجل محظوظ جداً

- ...ya da en azından ben öyle sanıyordum.
أو هذا ما كنت أظنه لا يوجد ما يدعو للتساؤل

Çaresiz hissediyordum, o yüzden arkadaş gördüğüm birine mesaj attım.
كنت أشعر باليأس فأرسلت رسالة إلى شخص كنت أظنه صديقاً

Ve ben, onun sadece bir aykırı olduğunu düşünmüştüm.
وبالنسبة لي كنت أظنه مجرد استثناء حينها.

Deri sorunum var -- ya da öyle olduğunu sanıyorum,
كان لدي برص بجلدي أو ما كنت أظنه مجرد برص

- Sanırım şu kayaları sekiz yüz metre öteden taşımak için delirmiyor.
ماذا يقول؟ أظنه لا يحب موضوع حمل الصخور لنصف ميل