"أعبأ" - Translation from Arabic to Turkish

• umurumda
• umrumda
• bile değil

Dibi bulmuştum, kimin için olsa çalışıyordum ama bu umurumda değildi.
كان هذا أحط شيئ وشققت طريقى بصعوبه ولكنى لم أعبأ

Gen. Patton'ın ne dediği umurumda değil.
لا أعبأ بما يقوله جين أو باتون لا نحتاج إلى فعلها بهذه الطريقة..

Bu tek taraflı bir katliam olacak. Sınav ya da af umurumda bile değil.
هذه ستكون مذبحة من جانب واحد، فلستُ أعبأ بالاختبار أو العفو.

Onunla çıkarsın, ve ya çıkmazsın, arada yaş farkı varmış, umrumda değil.
فإنك لن تواعدينه يوجد فرق في السن لا أعبأ

Seni ya da beni tehlikeye sokması umurumda değil.
انا لا أعبأ لو ان هذا وضعني انا أو انتِ في موضع خطر

Başlığının siyah veya yeşil olması umurumda değil.
لا أعبأ إن تكُن القلنسوة سوداء أم خضراء.

O kadar masum değilsin Jensen. Ne derse desin, umurumda değil.
أنت لست بريئاً يا جنسن أنا لا أعبأ برأيها

Hiç umurumda bile değildi -- Bir radyo programım vardı, "Riverwalk" isminde bir radyo programım var, Ve hiç umurumda değildi. Ne ödüller, ne para, ne de başka bir şey umrumdaydı.
فقد كنت لا أعبأ -- كنت أملك برنامجا إذاعيا برنامجا إذاعيا على راديو محلي " ريفير ولك " ولم أكن أعبأ بهذا .. لم أكن أعبأ بالجوائز ولا بالنقود ولا بأي شيء

Benim fikirlerime bakışı yüzünden babanın fikirleri umurumda değil.
لا ، إننى لن أعبأ برأى أبيك بعد الآن بخصوص مثاليات أبيك التى يضعها لى "جورج "- "هيا يا " بيندينيس -

Gen. Patton'ın ne dediği umurumda değil.
لا أعبأ بما يقوله جين أو باتون

Bu benim! Dehalar'ın dedikleri umurumda bile değil! Lanet olsun, geleceği yaratmaya çalışıyorum!
لا أعبأ بما يقوله العباقرة أنا أحاول خلق المستقبل هنا!

Beyni zerre umurumda değil. Önemli olan onun kanı.
لا أعبأ بدماغه، دماءه فقط هي ما يهمّ.

Kimi aradığın umurumda değil çünkü yapmayacağım.
لا أعبأ بمن تتّصل، لأنّني لن أفعلها.

Kesmeseler de umurumda olmazdı!
لم أعبأ إذا لم يفعلوا ذلك

Öldürülmek çok da umurumda değil.
إننى لا أعبأ كثيراً أن أقتل

Bay Winkle umurumda değildi. Artık Bay Büyük'üm vardı.
ما عدت أعبأ بالسيد (وينكل)، فأصبح لديّ السيد (بيغ)

Efendim, CIA ısrarla... CIA'in ne dediği ya da uydurma kanıtları umurumda değil.
أنا لا أعبأ إطلاقاً بالـ(سي آي إيه) ولا بأدلتهم الملفّقة

Seni nasıl hissettirdikleri umrumda bile değil, Her şey ayağının ucunda. Bir saate geri dönerim.
لا أعبأ كيف يشعرونكِ، إنه أمامك لتأخذينه. سأعود بعد ساعة.

Söyle, sonra bana istediğini yap. umrumda değil.
أخبريني، بوسعك فعل ما يحلو لك بي، ولا أعبأ.

Kim zekiymiş hızlıymış falan umrumda değil, kardeşim ölüyor.
لا أعبأ بالأذكى أو الأقوى أو أيًا كان، إنّ أخي يُحتَضر.