| Evet. Ona kokuşmuş dediğim için özür diledim, o da aptallığımı affetti. | Open Subtitles | نعم, أنا أعتذرت لها لمنادتها بالفاسدة وهي سامحتني لأنني كنت أبله |
| Tanıştığımızda biraz acayip davrandım diye özür diledim... ama seni tanımadığım içindi o. | Open Subtitles | أعتذرت لك لكوني مضحك قليلاً عندما ألتقينا لاول مره لكن هذا بسبب أنني لم أكن أعرفك |
| - Bitirdin mi? özür diledin ama ben seni affetmedim. O zaman bırak ta gideyim. | Open Subtitles | أنت أعتذرت وأنا لم أسامحك , الان دعنى أذهب. |
| Antonio, ondan hiç özür diledin mi? | Open Subtitles | هل أعتذرت لها من قبل؟ |
| Şirket zaten özür diledi. Ya kabul et ya da etme. | Open Subtitles | والشركة بالفعل أعتذرت, لذا أنت يمكنك أن تقبل ذلك الإعتذار أو لا |
| Eğer Meredith özür dileseydi hala ev arkadaşımız olacaktı. | Open Subtitles | سيظل شريكُ في غرفتنا إذا (ميريديث) أعتذرت |
| Ondan özür diledim. Ama Bayan Garner umursamadı. Hepsi bu kadar. | Open Subtitles | لقد أعتذرت , والسيدة " غارنر " لم ترغب بأي من هذا , إنتهت القصة |
| özür diledim işte. Ama hâlâ iyi bir doktorum! | Open Subtitles | لقد أعتذرت وما زلت طبيباً جيداً |
| Bu sabah onu arayıp özür diledim. | Open Subtitles | إتصلت به هذا الصباح و أعتذرت منه |
| Biliyorum, önceden de özür diledim şey için benden kurtulmak istediğini söylediğim için. | Open Subtitles | أعلم أني أعتذرت لك مسبقاً ...لقولي لكِ أنك تريدين أن تتخلصي مني كان ذلك فظيعاً |
| özür diledim ve bunun bedelini ödeyeceğim. | Open Subtitles | لقد أعتذرت , و أنا سأدفعُ ثمن ذلك |
| Bu kazalar için zaten özür diledim. | Open Subtitles | لقد أعتذرت عن هذه الحادثة بالفعل |
| Yeterince özür diledin Serena, kimse seni suçlamıyor. | Open Subtitles | أوه لقد أعتذرت بما يكفي ( سيرينا) لا أحد يلومك |
| - Alex'ten özür diledin mi? | Open Subtitles | هل أعتذرت الى اليكس ؟ |
| - Alex'ten özür diledin mi? | Open Subtitles | هل أعتذرت الى اليكس ؟ |
| - Annenden özür diledin mi? | Open Subtitles | -هل أعتذرت لوالدتك؟ |
| - özür diledin mi? | Open Subtitles | -هل أعتذرت ؟ |
| 1988'de Amerikan hükümeti savaş zamanındaki mahkumiyetin ırkçılık, histeri ve başarısız siyasi liderliğin sonucu olduğunu kabul ederek resmen özür diledi. | TED | في 1988، أعتذرت الحكومة الأمريكية رسمياً عن الاعتقال في فترة الحرب معترفة بأنها النتيجة المأسوية للعنصرية والهستريا والقيادة السياسية الفاشلة. |
| özür diledi. Altı bıçağımız var sanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتذرت أعتقدت بأنه لدينا ستة سكاكين |
| Hastalarından özür diledi, ve onu affetmelerini istedi. | Open Subtitles | أعتذرت لمرضاها طلبت مغفرتهم |
| Meredith özür dileseydi hala ev arkadaşımız olacaktı. | Open Subtitles | سيظل شريكُ في غرفتنا إذا (ميريديث) أعتذرت |