"أعداءً" - Translation from Arabic to Turkish

• düşman
• düşmanlar
• düşmanı
• düşmanları
• ve ben olayı

Hemen! Bizi kapatmak için karalama yapan düşman hükümete karşı haklarımızı koruyoruz.
إننا نحمي حقوقنا ضد أعداءً حكوميين يستخدمون تهماً مزيفة لمحاولة إغلاق المكان

Ölen çocuklarla düşman mıydınız?
ألم تكوني أنت و الفتيات المتوفيات أعداءً ؟

Nasıl olurda bizimle çalışmak yerine düşman görmeye kendini bu kadar adamışsın?
لا تعلو حتى عليّ أنا كيف تصرّ على اعتبارنا أعداءً بدل العمل معنا ؟

Amerika zafere giden yolda öldürmeye çalışıyordu. Şimdi yeni bir hedef listesi aldım... Fakat terörle mücadele, yayıldığı yerlerde yeni düşmanlar yaratıyordu.
أمريكا كانت تحاول القتل لتحقيق الانتصار. لكن الحرب على الإرهاب كانت تنتج أعداءً جدد حيثما تنتشر. كيف يمكن لحرب كهذه أن تنتهي؟

Kardeşimin bildiğim bir düşmanı yoktu.
أخي ليسّ لديهِ أي أعداءً أعلمُ بشأنِهم

Memleketinde, onu burada hedef almak isteyebilecek... - ...düşmanları var mı bilmek istiyorum. - Tamam.
أريد أن أعرف إنّ كان له أعداءً في البلاد الذين من المحتمل أن يستهدفوه

Rakiplerini kendilerine düşman ediyorlar.
مكونين من خصومهم أعداءً بعد ذلك لكنني أجعل منهم أصدقاءً لي

Aksine. düşman olalım, ama beraberlik ikimizin de işine gelir.
لنكن أعداءً ولكن بطريقة نستفيد منها كلينا

Bir sürü kişinin hayatına yardım etmiş anlaşılan. Bu arada kendine düşman edinmiş olabilir mi sizce?
يبدو وكأنّه تشارك بحياة الكثير من الناس أتعتقدين أنّه كوّن أعداءً في مسيرته؟

Eğer burada düşman edinmek istiyorsan, kat edeceğin yolun çok uzun ve acılı olacaktır.
إن صنعت لك أعداءً هنا فإن طريقك سيصبح طويلاً وشاقاً.

O kadar çok yerde düşman edinip ta buralara gelmek zorunda mı kaldın?
كوّنتَ أعداءً في أمكانَ عدّة, مما أضطرك إلى القدوم هنا؟

Şimdiye kadar birbirlerini sadece düşman olarak gördüler.
لطالما كانوا يمثلون أعداءً بالنسبة لبعضهم البعض

Eğer düşman kazanmak istiyorsan, bir dahakine polis amirimizden daha az dişli birini seç.
إذا أردت أن تخلق أعداءً يجب أن تختار شخصاُ أقل رعباً من مأمورنا

Benim iş alanımda ben iyi bir iş çıkardığımda kendime düşman edinirim.
في مجال عملي حين أُحسن عملي أكتسب أعداءً.

Böyle bir işte çok fazla düşman ediniyorsun.
المرء يُكوّن أعداءً كثيرين في مجال عملنا.

Batıda olsak, düşman olurduk ve seni öldürmek zorunda kalırdım.
لو كنا في الغرب لأصبحنا أعداءً واضطررت لأقتلك

Amerikalılar aniden yabancı düşman gözüyle baktılar.
مواطنون أمريكييون فجأة أصبحوا أعداءً غرباء.

Az önce düşman kazandık, nesi tamam?
لقد صنعنا أعداءً للتو , أليس كذلِك؟

Yeni düşmanlar ortaya çıktıkça işler kontrolden çıkmaya başladı.
"لكنّ أعداءً جُدد يعلنون عن أنفسهم" "والأمور تخرج عن السيطرة"

Polis dostlarını tutuklatmak sana yeni düşmanlar kazandırır.
إعتقالك لزميل لك ، سيصنع لك أعداءً

Sen de Andrew'la olan olayı bir kenara bırakacaksın çünkü yetişkin bir adamın can düşmanı olmaz.
...وأنت ستنسى هذا الأمر مع (أندرو) لأن الرجل الناضج لا ينبغي أن يكون له أعداءً

"düşmanları olmayan bir erkek gerçek bir erkek değildir."
الرجل الذي لا يمتلك أعداءً ليس برجل أبداً

Gördüğün gibi, bu artık sen ve ben olayı değil.
لم نعد أعداءً