Annen öldürüldüğü için polis olduğunu biliyorum fakat bundan önce bir şeyler olmalı. | Open Subtitles | أقصد، أعرف أنّكِ أصبحتِ شرطيّة لأنّ أمّكِ قتلت، لكن لابدّ أنّ هناك شيء قبل ذلك. |
Sinirli falan olduğunu biliyorum, ...ama dün olanlar için onu suçlayamazsın. | Open Subtitles | يا ضابطة المارشال، أعرف أنّكِ مُستاءة، لكن في الحقيقة، لا يُمكنك إلقاء اللوم عليه على شيءٍ حدث البارحة. |
Gerçekte kim olduğunu biliyorum ve kurdu kontrol edebileceğini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف حقيقتكِ، و أعرف أنّكِ تستطيعين السيطرة على الذئب |
Beni felç etmeyeceğini ya da daha kötü olmayacağını nereden bileceğim? | Open Subtitles | حسناً، كيف أن أعرف أنّكِ لن تتسبّبي لي الشلل أو تجعليه أسوأ؟ |
Senden bahsedişi, senin bir polis olacağını bilmem gerekirdi. | Open Subtitles | بالطريقة التي تحدّثت بها عنكِ كان يجب أن أعرف أنّكِ ستصبحين شرطيّة |
Ajan, şu anda büyük bir baskı altında olduğunuzu biliyorum. | Open Subtitles | أيّتها العميلة، أعرف أنّكِ تحت ضغطٍ شديدٍ حالياً. |
Bak, üzgün olduğunu biliyorum. Zehirlendiğimi sana söylemedim. | Open Subtitles | اسمعي، أعرف أنّكِ منزعجة لعدم إخباركِ أنّي كنتُ مسموماً |
Bize ihanet ettiği için ona kızgın olduğunu biliyorum ama ödeşmek için doğru zaman mı gerçekten? | Open Subtitles | أعرف أنّكِ حانقة مِنْ خيانته لنا لكنْ هل الوقت مناسب للانتقام الآن؟ |
Özgür bir kadın olduğunu biliyorum ama uzun zamandır beraberdik. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ امرأة حُرة وكلن كنا سوياً لمدة طويلة وعليّ أن أعرف |
İkinizin özel bir ilişkisi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ أنتِ وهو كان بينكما علاقة خاصة. |
Geçen sene olanlardan ötürü mutsuz olduğunu biliyorum ama izin ver de bunu telafi etmek için bir şeyler yapayım. | Open Subtitles | إسمعي... أعرف أنّكِ مُستاءة حول ما حدث بالعام الماضي، ولكن تمنيتُ لو تمنحيني فرصة للتعويض عليكِ. |
Orada olduğunu biliyorum, dinle beni. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ في الداخل لذا أصغي إليّ |
Şu an olmamı istediğin yerin orası olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ تمنيني أن أكون بهذا المكان الآن ... |
Fakat harika bir cerrah olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنّكِ أصبحتِ جرّاحة عظيمة. |
Fakat harika bir cerrah olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنني أعرف أنّكِ أصبحتِ جرّاحة عظيمة. |
Yalnız olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ وحيدة. |
Beni felç etmeyeceğini ya da daha kötü olmayacağını nereden bileceğim? | Open Subtitles | حسناً، كيف أن أعرف أنّكِ لن تتسبّبي لي الشلل أو تجعليه أسوأ؟ |
Geri döndüğümde anlaşmamızdan caymayacağını nereden bileceğim? | Open Subtitles | كيف أعرف أنّكِ ستلتزمين بجزئك مِن الاتّفاق بعد عودتي؟ |
Eğer buna devam edeceksek hiç değilse bunu düşüneceğini bilmem gerek. | Open Subtitles | إن كنّا سنبقى معاً، فيجب أن أعرف أنّكِ على الأقلّ ستأخذين ذلك بعين الاعتبار. |
Kişisel psikoloji konusunda iyi olduğunuzu biliyorum yani bu konuyla ilgili yardım edebileceğinizi düşündüm. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعرف أنّكِ جيدة فيأمرالطبالنفسيالشخصي.. لذا اعتقدتُ أنه يمكنكِ مساعدتي في هذا. |
Umrunda olmadığını biliyorum ama, son 3 yılımı birlikte geçirdiğim insanlar beni ortada bıraktılar. | Open Subtitles | أعرف أنّكِ لا تهتمّين لكن القوم الذين أمضيت معهم آخر ثلاث سنوات من عمري--تركوني |