"أعرف أنّه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyorum
        
    • biliyordum
        
    • olduğunu bilmiyordum
        
    • olduğunun farkındayım
        
    Bak, ailelerin tatilleri bölüşmelerinin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Open Subtitles إسمعي، أعرف أنّه صعب جداً لعائلتين أن تتفاوضا بشأن العطل
    Pekâlâ, demek kimse elini kaldırmıyor. Sorun değil çünkü sen olduğunu biliyorum, hanımefendi. Open Subtitles حسناً، لم يرفع أحد يديه، فلا بأس لأنّي أعرف أنّه أنتِ يا سيّدتي،
    Rahatsız edici bir durum olduğunu biliyorum ve ilgin için teşekkürler. Open Subtitles لكنّني أعرف أنّه كان وضعاً مزعجاً وأقدّر اهتمامك بي
    ... ilişkimiz bitince bunlara karşı hiç bir özel bağlılığı kalmadığını biliyordum. Open Subtitles وكنتُ أعرف أنّه ليس لديها أيّ مودّة دقيقة لها بمجرّد أن نتطلّق
    Çalmadım. Öğrendiğinde delireceğini biliyordum ama fikir benimdi. Open Subtitles كنتُ أعرف أنّه سيكون مُنزعجاً عندما يكتشف ذلك، ولكن كانت تلك فكرتي
    Tamam, evet, belki yemek düellosu için aldım ama baldıran otu olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles حسناً، ربّما اشتريتُه من أجل تحدّي الطعام ولكنّي لم أكن أعرف أنّه شوكران
    - Uçak için çok para bu Howard. - Çok para olduğunun farkındayım. Çok fazla! Open Subtitles ـ هذا كثير من المال مقابل طائرة، هاوارد ـ نعم، نعم , أعرف أنّه كثير من المال
    Diyorum ki bununla ilgili bir düşün.Delice geldiğini biliyorum.Bunun delilik olduğunu biliyorum. Open Subtitles أقصد، عندما أفكّر في الأمر . أعرف أنّه يبدو جنونًا . أقصد، إنّه جنون
    Adını yada hakkında herhangi bir şey bilmiyorum.Vince'de gizli bir dedektif olduğunu biliyorum. Open Subtitles لا أعرف اسمه أو ما إلى ذلك، لكننيّ أعرف أنّه مخبر سرّيّ للأعمال المخالفة
    Sizin gibi bir doktoru olduğu için çok şanslı olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أنّه رجلٌ محظوظٌ إذ حظيَ بجرّاحةٍ مثلك
    Evet, yasalara aykırı olduğunu biliyorum. Ben federal ajanım. Open Subtitles نعم، أعرف أنّه خرق للقانون، أنا عميل فدرالي.
    Jack, bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama o sadece bir kuş. Open Subtitles أعرف أنّه أمر هام بالنسبة لك، لكنه مجرّد طير
    Bilmiyorum. Ama şu an buna ihtiyacım olduğunu biliyorum. Open Subtitles لا أدري، لكنّي أعرف أنّه شيء أحتاجه الآن
    Eylül zamanı buralarda olduğunu biliyorum fakat bana lazım olan bu kadınla görülüp görülmediği. Open Subtitles أعرف أنّه كان في المنطقة بشهر سبتمبر، ولكن ما أريد أن أعرفه هو إذا رآه أيّ شخص معها
    Bunun daha ilk gün olduğunu biliyorum ama doktorun söylediği her şeyi yapıyor. Open Subtitles أعرف أنّه اليوم الأوّل، لكنّها تفعل كلّ شيءٍ طلبته الطبيبة.
    Okul dışından bir erkek arkadaşı olduğunu biliyorum. Open Subtitles أعرف أنّه كان لديها خليل من خارج الجامعة.
    İkimiz arasında ne oldu bitti bilmiyorum ama bir şey olduğunu biliyorum. Open Subtitles ...لا أعرف ماذا كان هذا .أنا وأنتِ... لكن أعرف أنّه أمر ما
    Hepimizin silmesi gerekiyordu. Ama gerçek ortaya çıkarsa hepimiz mahvolacaktık. biliyordum. Open Subtitles كان من المُفترض أن نمحوه جميعاً، ولكن كنتُ أعرف أنّه لو عُلمت الحقيقة، فجميعنا سينتهي أمره.
    Öldürüldüğünü duyduğumda bunun doğru olmadığını biliyordum. Open Subtitles حين سمعت أنّك قتلت، كنت أعرف أنّه غير صحيح.
    Bunun tesadüf olamayacağını biliyordum. Open Subtitles كنتُ أعرف أنّه لا يُمكن أن تكون مُصادفة.
    Silahta mermi olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أكن أعرف أنّه كانت هناك رصاصة في المُسدّس.
    Tam bir ahmak olduğunun farkındayım, ama itiraf etmeliyim, ne zaman onu görsem, aklım başımdan gidiyor. Open Subtitles أعرف أنّه أحمق وما إلى ذلك لكن عليّ أن أعترف تشارمنج يجعلني أحمى من شهر يوليو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more