Az önce çıkan adamların aksine, ben seninle ilgili gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | و على عكس الرجل الذي غادر التو أنا أعرف الحقيقة بشأنك |
Onlar ne düşünürse düşünsün, desin, ben gerçeği biliyorum, sen harika bir insansın. | Open Subtitles | أعنى أنه مهما اعتقد الناس أو فكروا .. أنا أعرف الحقيقة أنت شخص مدهش |
Aynı tarafta çalışıyoruz diye artık hakkındaki gerçeği biliyorum diye aramızdaki ilişki değişecek demek değil. | Open Subtitles | فقط لأنّني أعرف الحقيقة الآن، هذا لا يغيّر شيء بيننا. |
Gerçeği bilmek istemek farklı bir şeydir onunla yüzyüze gelmek başka bir şey. | Open Subtitles | إنّه أمر واحد بأن أعرف الحقيقة, وآخر بأن أواجهها مباشرة |
Benim adım Lewis Dover, zengin biri değilim ama gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | أسمى لويس دوفر أنا لست رجل غنى لكنى أعرف الحقيقة |
Herkesin saklamak için o kadar uğraş vermesine rağmen, ben gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | و بالرغم مِن مجهود الجميع لحجبها عنّي، إلّا أنّني أعرف الحقيقة. |
- İyilerin mi? Kendinden amma da eminsin. Ama gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | واثقٌ جدّاً مِنْ نفسك لكنّي أعرف الحقيقة |
Kontrolün sende olduğunu mu sanıyorsun? Fakat ben gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | تعتقد بأن لديك السيطرة، لكنني أعرف الحقيقة. |
Herkes babamın kalp krizinden öldüğüne inanıyor, ama ben gerçeği biliyorum... | Open Subtitles | يعتقد الجميع أنّ والدي مات بسكتة قلبيّة لكنّي أعرف الحقيقة |
Yani,galiba deneyebilirsin, ama biz aynıyız, sen ve ben, ve ben gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | أعني، أعتقد يمكنكِ المحاولة ولكننا متماثلان، أنا وأنتِ وأنا أعرف الحقيقة |
Dinleyin yüce sultanım, gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | جلالة السلطان أنا أعرف الحقيقة |
İstediğini düşün. Ben gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | أعتقد ماتريده،أنا أعرف الحقيقة |
Siktiri boktan gerçeği biliyorum! Sikilesi gerçek babam kim biliyorum! | Open Subtitles | إنّني أعرف الحقيقة ، وأعرف من هو أبي |
O yalnızca senin söylediklerini bilir. Ben gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | .فهو يعرف ما تخبره فقط أنا أعرف الحقيقة |
Beni susturmaya çalışıyorlar çünkü gerçeği biliyorum. | Open Subtitles | إنهم يريدون إسكاتي لأني أعرف الحقيقة |
Ben de senin gibi Gerçeği bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أردت أن أعرف الحقيقة في الحال بقدر إرادتك |
Adalet hakkındaki Gerçeği bilmek istiyorum -- tıpkı matematikte gerçekliklerimizin olduğu gibi. | TED | أريد أن أعرف الحقيقة عن العدالة -- مثل ما لدينا حقائق في الرياضيات. |
Ben aptal değilim, James amca. Gerçeği bilmek istiyorum. - Gerçeği ben de bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف الحقيقة هي لن تتحدث عنها |
Doğruyu öğrenmek için size sormak istedim. | Open Subtitles | أردت أن أسألك فقط لكي أعرف الحقيقة |
Ayrıca, ben gerçeği öğrenene dek annemi hayatta tutması gerek. | Open Subtitles | أحتاج إليها كي تبقي أمي على قيد الحياة فترة كافية حتى أعرف الحقيقة منها |
Pekâlâ, en azından artık doğruyu biliyorum. | Open Subtitles | حسناً، على الأقل الآن أعرف الحقيقة |
Buraya cevaplar aramaya gelmiştim sadece ülkeye olan bu komployu ve arkasındaki adamları ortaya çıkarmayı değil, sonunda dünya dışı zeki yaşamın olasılığı hakkındaki Gerçeği öğrenmeyi umuyordum. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا بحثاً عن الأجوية. آمل ليس فقط أن أكشف هذه المؤامرة من قبل الحكومة والرجال الذين يقفون خلفها, بل وأن أعرف الحقيقة أخيراً عن احتمال.. |
Beni geriye götürmelisin. Gerçeği öğrenmeliyim. | Open Subtitles | يجب أن تعيدني للماضي ، يجب أن أعرف الحقيقة |