Sana şunu söyleyeyim, bunun ne demek olduğunu bilmiyorum ama ortaya çıkaracağım... ve bunun iyi olmadığını biliyorum, hiçbirimiz için iyi değil bu. | Open Subtitles | أنا سأخبرك انة أنا لا أعرف ما يعني لكن سأكتشف وأنا أعرف بأنّه ليس جيّد هو ليس جيّد لأيّ منّا |
Yeterince hızlı olmadığını biliyorum, ama bize biraz daha hız kazandıracak küçük bir ayarlama yapma fikrim var. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس سريعا بما فيه الكفاية، لكنّي عندي تعديل صغير الذي سيعطينا سرعة أكثر بكثير. |
Gerçek olmadığını biliyorum. Hayatımda Dünya'ya hiç ayak basmadım. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس حقيقي أنا أبدا ما وضعت قدم على الأرض |
Şu anki hislerine eşdeğer bir özür olmadığını biliyorum Jackson. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس هنالك شئٌ يمكن أن يخفف ألمك، (جاكسون) |
Görünüşün ya da kişiliğinle ilgili olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس بسبب مظهرك أو شخصيتك.. |
Bak, Scully, senin umurunda olmadığını biliyorum ama geceleri göğe baktığında orada var olan şeyin de aynı merakla yukarıdan sana bakmakta olduğunu hiç düşünmüş müydün? | Open Subtitles | النظرة، سكولي، أعرف بأنّه ليس ميلك، لكن... نظرت للأعلى أبدا إلى السماء الليلية... وملمس متأكّد بأن ليس وحيد كان شيءا فوق هناك، لكن... |
Ama kötü biri olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف بأنّه ليس رجل سيئ. |
- Hiç de iyi değil! İyi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّه ليس بارد! |