| en iyi arkadaşım Angelic tatilde Abilene'deki evinde dans ederken kalça kemiğini kırmış. | Open Subtitles | لقد كسرت أعز صديقة لدي حوضها وهي ترقص في أبيلين |
| Yani, seni yeni en iyi arkadaşım yapmak için sadece dört günüm var. | Open Subtitles | أذا لدي أربعة أيام لأجعل منك أعز صديقة لدي |
| Kızkardeşin benim en iyi arkadaşım, bu yüzünden sana güvenilmeyecegini söylediyse ben ona güvenirim. | Open Subtitles | تعرف, أختك هي أعز صديقة لي لذا عندما تقول بانه لا يمكن الوثوق بك قإنني أثق بها |
| Kulağa garip gelse de, Natalie onun en iyi arkadaşı. | Open Subtitles | وعلى قدر ما يبدو هذا غريباً، فهي أعز صديقة له. |
| Susie'nin anısına yardım fonu kurmaya karar verdim ve Susie'nin en iyi arkadaşı olarak, senin de katılmanı istiyorum. | Open Subtitles | قررت تشكيل مؤسسة خيرية تكريماً لـ سوزي وبصفتك أعز صديقة لـ سوزي، أريد منك المشاركة. |
| Sen benim en iyi arkadaşımsın. Ne istersen sor. | Open Subtitles | انت أعز صديقة لى يا جودى, اسألى ما بدا لك |
| ... bana şöyle bir baktı ve dedi ki, "Ağlamak istiyorum çünkü Sahip olduğum en iyi arkadaşımı kaybediyorum. " | Open Subtitles | فرمقني بنظرة معبرة ثم قال, هذا يثير شجوني سأفقد أعز صديقة لدي |
| Yani, kim sonsuza kadar dünyanın en muhteşem şehrinde en iyi arkadaşıyla yaşamak ister, ...ruh kardeşini yüzüstü bırakıp işe yaramazla dolu iğrenç bir şehre taşınmak yerine? | Open Subtitles | أعني، من يريد أن يجلس في أعظم بلدة في العالم مع أعز صديقة لها وتكون سعيدة للأبد في حين أنها تستطيع ترك أختها الروحية وكأنها حذاء قديم |
| Bu da bana hayattaki en iyi arkadaşım benden kaçmak için elinden gelen her şeyi yaparken çoğunu bir hastane yatağında geçireceğim birkaç ay daha mı verecek? | Open Subtitles | قد يعطيني هذا بضعة أشهر إضافية. أغلبها سأقضيه في سرير المستشفى، بينما أعز صديقة لي في العالم |
| ! Timon, bu Nala. en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | تيمون هذه نالا هي أعز صديقة عرفتها |
| Bunu ona yapamazdım. O benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل ذلك , إنها أعز صديقة لي |
| en iyi arkadaşım aradı. | Open Subtitles | -يا إلهي كانت تلك أعز صديقة لي لقد تعرضت لحادث |
| Ve en iyi arkadaşım benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | و الآن أعز صديقة لي لا تتحدث معي |
| Nancy Miller, beni, Josh Groban'ın müziğini bana gösterdiğine ikna etmeye çalışana kadar en iyi arkadaşım olarak kaldı. | Open Subtitles | كانت أعز صديقة عندي إلى أن حاولت أن تقنعني أنها هي من عرّفتني على موسيقى "جوش غروبان" |
| Priya'nın en iyi arkadaşı sensin, değil mi? | Open Subtitles | أليس من المفترض أن تكونى أعز صديقة لبريا؟ |
| Ama sen sorarsan, evlilik hayatındaki ilk adımı merak eden en iyi arkadaşı olacaksın. | Open Subtitles | ولكن لو سألتها أنتِ, فستفهم أن أعز صديقة لها تستفسر عن الخطوة الطبيعية التالية في حياتها الزوجية |
| Yani, ona hayır diyecek bir kalbim yoktu. Aslında onun en iyi arkadaşı değildim çünkü o zamanlar... | Open Subtitles | لم أستطع أن أقول له إنني لم أكن أعز صديقة له، لأنه حينها... |
| Hayır, istemiyorum. Sen benim en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | لا لم أفعل , فأنتى أعز صديقة لى |
| Elbette olurum! en iyi arkadaşımsın! | Open Subtitles | بالطبع سأكون، فأنت أعز صديقة عندي |
| Hâlâ benim en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | مازلتي أعز صديقة لي |
| En iyi arkadaşımı kaybedişimi hiç unutmam. | Open Subtitles | لن أنسَ أبداً عندما فقدت أعز صديقة لى |
| Ari bu akşam karının en iyi arkadaşıyla yemek yiyeceksiniz. | Open Subtitles | (آري)، لديك عشاء مع أعز صديقة لزوجتك الليلة |