Çünkü kadınların utanıp telafi etmek istedikleri ufacık cinsel organları yok. | Open Subtitles | جميعهم رجال، لأن النساء لا تملكن أعضاء تناسلية صغيرة تحتجن للتعويض عنها. |
Dişi ve erkek cinsel organları parelel olarak gelişiyor. | Open Subtitles | القضيب أعضاء تناسلية ذكرية وأنثوية تنمو في نفس الوقت |
Doğru duydun, poşetlerin de cinsel organları var. | Open Subtitles | نعم, فالأكياس لها أعضاء تناسلية. |
Her ne kadar insanların bir erkek veya bir kadın cinsel organı olsa da cinsel organlar sizin cinsiyetinizi ve hatta gerçekte cinsel kimliğinizi belirlemez. | TED | وعلى الرغم من وجود أعضاء تناسلية ذكرية أو أنثوية لدى الناس لا تحدد تلك الأعضاء جنس المرء ولا حتى هويته الجنسية |
Sence bunların cinsel organı var mıdır? | Open Subtitles | أتعتقدون أن لديهم أعضاء تناسلية هناك؟ |
Titanların üreme organları olmadğını söylemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبرتكم ، العمالقة لا يملكون أعضاء تناسلية |
Çiçeklerin üreme organları vardır. | Open Subtitles | الزهور لها أعضاء تناسلية. |
- Dıştan bakıldığında, Bex'in kadın cinsel organları var. | Open Subtitles | -خارجياً , (بيكس) لديها أعضاء تناسلية أنثوية |
- Kızların cinsel organları ayrıydı. | Open Subtitles | -لقد كان لديهما أعضاء تناسلية منفصلة |
cinsel organları yok. | Open Subtitles | ليستْ لديهم أعضاء تناسلية ؟ |
Florida Üniversitesinden bir araştırmacı... böcek zehriyle kirlenmiş sularda yüzen timsahların... temiz suda yüzen akranlarına göre daha küçük cinsel organları olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | كما تعلم ، باحث في جامعة "فلوريدا" أثبت أنّ التماسيح التي تسبح في المياه الملوثة بالمبيدات... لديها أعضاء تناسلية أصغر من التي تسبح بالمياه النظيفة |
(Sızlanma) Sizlere Barbi'nin a) plastikten yapıldığını ve b) cinsel organı olmadığını söylememe gerek yok. | TED | (تذمرات ساخرة) كنتُ آملُ أنه لا ينبغي عليّ أن أخبركم أن (باربي) مصنوعة أ) من البلاستيك وب) ليس لها أعضاء تناسلية. |
Yapma be! Sheldon bile senden önde olurdu ki cinsel organı olmama ihtimali var. | Open Subtitles | بربك، (شيلدون) قد يتقدم عليك بالقائمة حتى وإن لم يكن لديه أعضاء تناسلية |