Tüm üyeleri "Kızıl Mektup Tugayı" olarak bilinen anti küresel bir gruptaydılar. | Open Subtitles | كُلهم أعضاء في مجموعة للمناهضة ضِد العَولمة معروفة بِاسم لِواء الرسالة الحمراء |
- sonuç itibariyle bu berbat yerlerde olan bitenin kurbanı bizimle aynı grubun üyeleri değil. | Open Subtitles | بعد كل شيء، فإن ضحايا أي شيء في جميع هذه الأماكن النكراء هي ليست أعضاء في مجموعة واحدة بذاتها. |
Çeteciler, ölüm timi üyeleri... yine psikoloji olacak biliyorum ama, sen "onunla"dedin. | Open Subtitles | أفراد العصابات أعضاء في فرق الموت أعرف بأن الأمر هو نفسي مرة اخرى و لكنكِ انت قلتِ هو |
Kongre üyesi sayısından dört kat daha fazla sigorta şirketi lobicisi var. | Open Subtitles | بأربعة مرة كالعديد من مدافعي الرعاية الصحية من أنهم أعضاء في الكونجرس |
Daha eşit bir toplumun ortak bir vizyonla genç topluluğun üyesi olduklarını ve bu toplumda kendi güçleri olduğunu öğrendiler. | TED | علموا أنهم كانوا أعضاء في مجتمع من الشباب مع رؤية مشتركة لمجتمع أكثر عدالة، وتعلموا أن لديهم السلطة داخل هذا المجتمع. |
Bilim adamları profesyonel bir grubun üyesi haline geldikçe, bizlerden yavaşça uzaklaştılar. | TED | بمجرد ان أصبح العلماء أعضاء في مجموعة مهنية، فقد انعزلوا شيئا فشيئا عنّا. |
Bu uzun zamandır devam eden araba yıkama işi, hepsi sendika üyesi olan 20 işçisi tarafından yönetiliyor. | TED | أصبحت الآن بعد هذه المدة الطويلة مملوكة لعمالها الـ20 ويشغلونها، وجميعهم أعضاء في النقابة أيضًا. |
Bu adamların kim olduğunu bilmiyorum. üye değiller. | Open Subtitles | لا أعرف من هؤلاء الناس ليسوا أعضاء في الاتحاد |
Aslında sizin kulübün üyeleri bu cinayeti üzerime yıktı. | Open Subtitles | في الواقع تم تلبيسي الجريمة من قبل أعضاء في ناديك. |
Bir Rus suç örgütünün üyeleri olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نعتقد بانهم أعضاء في إحدى العصابات الروسية المنظمة |
üyeleri Güney ve Kuzey'deki hükümet ve orduların içlerinde. | Open Subtitles | إنها أعضاء في الحكوماتِ وجـيـوش في كـلا الشمال والجنوب |
Özel 731. birliğin gençlik kolunun üyeleri olarak kurallara, talimatlara uymamız gerekir. | Open Subtitles | لكي تكونوا أعضاء في شبيبة 731 ...عليكم أن |
Bu, merkezî kurulun eski üyeleri ve emekli KGB'lilerden oluşan bir Rus milliyetçileri örgütü. | Open Subtitles | ومنهم أعضاء في اللجنة المركزية |
Springfield yedilisinin bir üyesi tanımlanmıştır. | Open Subtitles | فقط واحدة من سبعة أعضاء في سبرنقفيلد تم التعرف عليها |
Toplumun bir üyesi olmaları için gereken kuralları öğretiyorum. | Open Subtitles | أعلمهم القواعد التي يحتاجونها ليصبحوا أعضاء في المجتمع |
Ailemin iki üyesi İngiliz Hava Kuvvetleri'ndeydi onlar sayesinde uçaklarla birlikte büyüdüm. | Open Subtitles | هما عائلتي أعضاء في سلاح الجو الملكي البريطاني حتى أنه طرح مع الطائرات. |
Onlar kızım değil meclis üyesi de değiller. | Open Subtitles | هم ليسوا بناتي، وهم ليسوا أعضاء في المجلس. أنت كذلك. |
Eğer bir sendika üyesiyseniz sendika toplantılarınıza gidin, sendikanızın işçi sahipliği modeline sahip olduğundan emin olun ve bunun bir parçası hâline gelin. | TED | إذا كنتم أعضاء في نقابة، اذهبوا إلى الاجتماعات، وتأكدوا من أن نقابتكم لديها مبادرة لملكية العمال، واشتركوا بها. |
Yani, siz... Siz böyle şeylere üye misiniz? | Open Subtitles | أقصد يا أصدقاء هل أنتم أعضاء في الجمعيات؟ |