Onun Üstünde su tabakası bulunur ve İris'in kurumasını önler, işgalci bakterileri def eder ve göz cildini, korneayı kazalardan korur. | TED | في أعلاها توجد الطبقة المائية، والتي تُبقي على ترطيب أيريس، وتبعد البكتيريا المتطفلة، وتحمي جلدها أوالقرنية من الضرر. |
Üstünde delik olan büyük siyah bir yumurtaya benziyor. | Open Subtitles | يبدو كبيضه كبيره مع فتحة في أعلاها. |
Taksinin Üstünde ahlaksız bir reklam vardı. | Open Subtitles | كان هُناك إعلان لفرقة "ويكيد" على أعلاها. |
En alttan en tepeye kadar taşıttılar. | Open Subtitles | جعلني أنقلها مِنْ أسفل السلالم الحجريّة إلى أعلاها |
Neden, bilmiyorum ama tepeye çıktım, manzarasını görünce bir anda her şey tamamen netleşti. | Open Subtitles | ولا أدري ما كان السبب، لكنني سرت إلى أعلاها ووجدت أفقاً، وفجأة اتضح أمر لي تماماً. |
Tepesinde güller olan gösterişli meyveli bir pasta. | Open Subtitles | تورتة كبيرة بالفواكة الشهية, مُزيّن أعلاها بالزهور |
İki beden süratle dönüyorsa aynı cırıltı oluyor ama bu sefer modülasyon var Üstünde yani şöyle oluyor: Vhir, vhir, vhir! | TED | هووب ! لو الجسمان يدوران بسرعة جداً، سوف أحصل على نفس التغريد و لكن بتعديل في أعلاها لذلك إنها نوعاً ما تعمل: وير، وير، وير! |
Üstünde bir tane fazla var. | Open Subtitles | وضعت هدية أعلاها |
Üstünde yazıyor: "Talep Listesi." | Open Subtitles | لكن مكتوب في أعلاها: "لائحة الطلبات" |
Üstünde kalenin resmi vardı. | Open Subtitles | وكان بها قلعة في أعلاها |
Neden, bilmiyorum ama tepeye çıktım, manzarasını görünce bir anda her şey tamamen netleşti. | Open Subtitles | ولا أدري ما كان السبب، لكنني سرت إلى أعلاها ووجدت أفقاً، وفجأة اتضح أمر لي تماماً. |
Deliğin Tepesinde Birkaç İmtiyazlı Kimse Oturur | Open Subtitles | و في أعلاها يُقيمون القلة الأغنياء ذو الشأن الرفيع |
Kanıt makbuzuna göre, bu bir yeşim taşı gövdeli, kenarları 10 cm Tepesinde birbirine dolanmış bir ejderha. | Open Subtitles | تقرير الدليل يقول انه مربع ب 4 إنشات لكل جانب و أعلاها تنانين متشابكة |