"Kırmızı ceketli" hakkında bildiğim tek şey, işin başında onun olduğu. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذي أعلمه عن ذات الرداء الأحمر أنها هي المسؤله |
Sullivan hakkında bildiğim her şeyi anlattım. | Open Subtitles | انظر، لقد قلت لك كل شيء أعلمه عن سوليفان |
Bu suikast hakkında bildiğim tek şey iki günden kısa süre içerisinde olacağı. | Open Subtitles | ما أعلمه عن هذا القاتل سيتطلب أقل من دقيقتين |
O evde olanlarla ilgili bildiğim tek şey kız arkadaşım öldürüldü ve ben ömrümün sonuna kadar burada kalacağım. | Open Subtitles | كل ما أعلمه عن ما جرى في ذلك المنزل أن خليلتي قُتِلت و ها أنا هنا محكوم علي بالمؤبد |
Uyuşturucu savaşlarıyla ilgili bildiğim tek şey uyuşturucuların galip çıktığı. | Open Subtitles | الشئ الوحيد الذى أعلمه عن حرب المخدرات أن المُخدرات تفوز |
Bu şehirle ilgili bildiğim bir şey varsa, o da saklanacak çok fazla yer barındırdığıdır. | Open Subtitles | واذا كان هناك شيئاً أعلمه عن هذه المدينة, فهو أن هناك الكثير من الأماكن للاختباء. |
Biyolojik silah hakkında bildiğim her şey burada. | Open Subtitles | هذا كلّ ما أعلمه عن السلاح الحيويّ. |
- İşi hakkında bildiğim her şeyi... | Open Subtitles | أي أن أي شئ أعلمه عن عمله ... . ـ |
Bu şeylerle ilgili bildiğim herşeyi denedim. | Open Subtitles | لقد حاولت كل ما أعلمه عن هذه الأشياء |