"أعلم أنني قلت" - Translation from Arabic to Turkish

• söylediğimi biliyorum
• dediğimi biliyorum

Senin ve senin dünyan hakkında bazı şeyler söylediğimi biliyorum. Üzgünüm.
أعلم أنني قلت أشياءً عنكِ و عن عالمك، و أنا آسف

Bunu daha önce çok söylediğimi biliyorum ama evimizdeki küçük bir kıza gerçekten çok korkunç bir şey yapılmış.
أعلم أنني قلت هذا العديد والعديد من المرات من قبل لكن هناك شئ فظيع حدث لفتاة صغيرة في منزلنا

Sessiz insanlardan hoşlandığımı söylediğimi biliyorum ama dilsizlerden değil!
أعلم أنني قلت أحب الفتاة الهادئة ولكن ليس الصامتة

Siyahî insanlar, size daha baskıda olan birçok kötü şeyler söylediğimi biliyorum ama bugün buraya bir barış göreviyle geldim.
أناس سود، أعلم أنني قلت اشياء سيّئة بخصوصكم لكنني أتيت اليوم في مهمة سلمية

Haziranda dediğimi biliyorum ama tekne bana şimdi lâzım.
‫أعلم أنني قلت في يونيو، ‫لكنني أريد القارب الآن

Chuck'dan ayrılıyorum, dediğimi biliyorum ve ayrılıyorum.
أعلم أنني قلت بأني سأهجر "تشاك" ، وسأفعلها

Gitmen gerektiğini söylediğimi biliyorum, ama istersen kalabilirsin.
أعلم أنني قلت أنّه عليك الرحيل، لكن يمكنك البقاء إن أردت

Havuz başında pinekleyen tiplerden olmadığımı söylediğimi biliyorum ama aslında o tiplerdenim, Mitchell.
أعلم أنني قلت أني لست من النوع الذي يستلقي بجانب المسبح لكنني بالحقيقة من هذا النوع

Daffy, en iyi dostum olmadığını söylediğimi biliyorum,
دافي, أعلم أنني قلت أنكَ لست صديقي المفضل

Kamera karşısına geçmemenizi söylediğimi biliyorum ama bu Chardonnay getirme olayına bayıldım. Gayet gündelik, sevgi dolu. Sadece bunu göstersek, olur mu?
انظري, أعلم أنني قلت أنَّكِ لن تظهري على الكاميرا لكنني أحب الأجواء هنا والملابس الجميلة, وأجواء الحب

Ayrıca, senin ve senin dünyan hakkında bazı şeyler söylediğimi biliyorum.
و... أعلم أنني قلت أشياءً عنكِ و عن عالمك

Bunu yapacağımı söylediğimi biliyorum.
أنا أعلم أنني قلت أني أود فعل هذا

Bak, ne söylediğimi biliyorum, bu çok fazla zamanını almaz, hiç olmazsa..
أصغي، أعلم أنني قلت إنّ هذا لن يكلف الكثير من وقتكِ...

Bu daireyi sana sonsuza kadar verdiğimi söylediğimi biliyorum ama geri taşınmak zorundayım çünkü...
أعلم أنني قلت أننى أجرتُ هذه الشقة لك لأجل غير مسمى ... ولكن يجب أن أعود بسبب --

O olduğunu söylediğimi biliyorum ama...
... لا,أنا أعلم أنني قلت أنه هو

- Dün burada olacaklarını söylemiştin. - Öyle dediğimi biliyorum.
لقد أخبرتني البارحة أنها ستأتي - أعلم أنني قلت هذا -

- Evet, öyle dediğimi biliyorum.
-أجل, أعلم أنني قلت ذلك.