Onu merdivenlerden aşağı ittim. Kesin olarak öldü. | Open Subtitles | دفعتها من أعلى الدرج والآن هي تماماً راقدة |
Lynne Kresge yaralanmış. merdivenlerden düşmüş. | Open Subtitles | لاين كريسج وقعت من أعلى الدرج وهي الآن مصابة |
Ben de merdivenlerin en Üst basamağında oturur onları izlerdim. | Open Subtitles | وأود أن أجلس في أعلى الدرج و أنظر إليهما فقط |
Üst kata çıkıp annen seni almaya gelene kadar aşağı inmemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تذهبي إلى أعلى الدرج ولا تنزلي حتى تأتي أمك لأخذك |
İşte alın. Bir Üst katta, soldaki oda. | Open Subtitles | اذهب من هنا بمبنأ أعلى الدرج وإلى اليسار. |
Bornoza ihtiyacın olursa en Üst çekmecede. | Open Subtitles | إلى الشاطئ نذهب. أوه، مهلا، اه، إذا كنت في حاجة الى ثوب السباحة، و هو في أعلى الدرج. |
merdivenlerin başında başladım. | Open Subtitles | أنا بدأت عندما كنت أعلى الدرج ماذا؟ |
merdivenlerden yukarı, köpeğinin ardından koşuyordu, köpeğin tasma kayışından kurtulamadı, dengesini kaybetti ve merdivenleden aşağı yuvarlandı. | Open Subtitles | لقد كانت تجري خلف كلبها, تبعته إلى الطابق العلوي, ثم تعثرت بالحبل, فقدت توازنها وسقطت من أعلى الدرج |
Alkollü olduğum için merdivenlerden düştüm. | Open Subtitles | الخمر .. جعلني أسقط من أعلى الدرج الخمر قتل والدي |
Bir kalp krizi geçirmiş ve merdivenlerden düşmüştü. | Open Subtitles | وقعت لها سكتة دماغية وسقطت من أعلى الدرج |
Arkanı döndün ve Madeline'in merdivenlerden düştüğünü gördün. | Open Subtitles | فإستدرت ورأيت مادلين تسقط من أعلى الدرج |
Dokuz Numaralı Uzay Gösterisi. Üst katta. Haydi. | Open Subtitles | معرض الفضاء التاسع , إنه في أعلى الدرج هيا. |
Tamam, Üst katta soldaki odada. | Open Subtitles | حسناً , إنه في الغرفة اليسرى أعلى الدرج |
Tabii. Üst katta. | Open Subtitles | كلا في أعلى الدرج |
Evlilik cüzdanımız, nüfus kağıtlarımız, sigorta karnen filan Üst çekmecede, mide ilaçların mutfaktaki Üst gözde, son kullanma tarihini atlama, iç çamaşırların... senin yattığın taraftaki komodinin Üst çekmecesinde... | Open Subtitles | شهادة الزواج، بطاقات الهوية... ... بوليصة التأمين هي في أعلى الدرج. الطب المعدة في المطبخ. |
Esprili kravatlarım en Üst çekmecede. Ancak seni uyarmalıyım. | Open Subtitles | ربطة العنق المضحكة خاصتي في أعلى الدرج |
Görünüşe göre biri onu merdivenlerin başında yakalamış. | Open Subtitles | يبدو أن أحداً قد ضربه أعلى الدرج |
Öznenin bakışı ve nesneler, merdivenler, yukarıdaki boşluk arasındaki bu değişim anlaşılmaz, esrarengiz bir korkunun yayılmasına neden olur ve Hitchcockçu gerilimi yaratır. | Open Subtitles | هذا التغيير يخلق التوتر الذي يتميز به أسلوب هيتشكوك يتم التغيير بين نظرة المحقق والدرج نفسه، أو الفراغ أعلى الدرج |
Dave, Brewer'larda büyük bir mobilyanın merdivenlerin başına sürüklendiğini söyledin. | Open Subtitles | ديفيد, لقد قلت ذلك ان قطعة كبيرة من الأثاث تم تحريكها لسد أعلى الدرج في منزل عائلة بروير |