"أعماقي" - Translation from Arabic to Turkish

• derinliklerinde
• içe
• Derinlerde
• içimde
• derine
• derinden
• derin
• içtenliğimle
• İçime
• Kalbimde

Dinle, beni asıl üzen ve sinirlendiren yüreğimin derinliklerinde, bunu hep biliyor olmam.
وما يجعل هذا محزن جداً ومحبط، هو أن في أعماقي لطالما شعرت بذلك

Balığım öldüğü zaman durmamız gerektiğini kalbimin derinliklerinde biliyordum.
كنت أعرف في أعمق أعماقي أنه كان يجب أن نتوقف عند وفاة سمكتي الذهبية

Bana bir vampirin nasıl olması gerektiğini söylediğinde içten içe sana inanıyorum.
حين تخبرني بما يحري على مصّاص الدماء أن يكون، فأصدقكَ من أعماقي

İç sesiniz Derinlerde konuştuğunda onunla kurulabilen bir ilişkiyle.
ذلك النوع من العلاقة التي تتحدث فيه أعماقي لأعماقي.

İçimde ise onun hala yaşadığını hissediyordum, birbirimizin yakınlarında yaşıyorduk.
وفي أعماقي ، شعرت بأنه ما زال حيا بأننا نعيش قريبا من بعضنا البعض

Seni öylesine derine gömmek istedim ki, gelecek nesiller, kazıp senin kalıntılarına ulaştıklarında...
وتمنيت من أعماقي أن أدفنك حتى تنقّب عنك الأجيال القادمة وتستعرض بقاياك.

derinden etkilendim ve bunu ilişkimizdeki dönüm noktası olarak kabul ediyorum.
و لكن بكل الأحوال هل تذكر .. أبي أريد أن أخبرك أنني تأثرت جدا من أعماقي و لكن أعتبرها لحظة تاريخيه فارقه في علاقتنا معا

İkimiz her zaman her şeye aynı gözle bakamazdık ama sana derin bir inancım var ve bu malzemelerle ne yapacağını bulacağına inanıyorum.
بعرف ما كنا أنا وإنت متفقين ما كنا نشوف كل شي بعين واحدة بجد أنا أؤمن بك من صميم أعماقي

Tanrı'ma sunuyorum kendimi en içtenliğimle.
يا إلهي أنا أكشف نفسي من أعماقي

Eminim ki, herkes kalbinin derinliklerinde burada kalması için bize yardım etmek istiyordur.
وأنا أراهن في أعماقي أن كل شخص هنا يريدنا أن نساعده في الاحتفاظ بعمله

Belki de ruhumun derinliklerinde, karanlık bir bölgem yapabilir miyim görmek istemişti.
ربما بداخل أعماقي بعض الجزء المظلم لأرى إن كان بإمكاني ذلك

Eğer gerçekten kazanmak istiyorsan derinliklerinde bir yerde kazanman lazım.
حتى إذا كنت تريد أن الفوز حقا، انت يجب حفر في أعماقي.

Ve sana her zaman teşekkür edemedim... ama yüreğimin derinliklerinde buraya nasıl geldiğimi biliyorum.
وأنا لم أقل شكرا لك دائما لكن في أعماقي أعلم كيف وصلت الى هنا

İçten içe bu fikirden şüphelenmiştim. İç güdülerime göre hareket etmeliymişim.
في أعماقي كنت أشك بالفكرة وكان ينبغي عليّ أن أصغي لغريزتي

Aslında.. ..içten içe, farklı olduğumu biliyordum.
أتعلم أنني كنت أشعر من داخل أعماقي بأنني مختلفه

Bir insan gerçekten içten içe bu kadar gerçekçi olabilir mi acaba?
وقالت لا حسناً ، أتساءل في أعماقي إذا كان أيّ شخص يعتقد أنّ ذلك عقلاني

Şu "Şüphelerim var ama,Derinlerde bir yerde bunun doğru olduğunu biliyorum" mu?
- احدهم قالَ "عِنْدي تخوفُ، -لكن في أعماقي أَعْرفُ بأنّه على حقّ؟

Çünkü gerçekten, Derinlerde bir yerden biliyorsunuz ki ben de sizin gibiyim ve güvenebileceğiniz birisiyim.
لإنه حقيقة ، في داخل أعماقي ستعرف أني شخص مثلك شخص تستطيع أن تثق به

Birşey hissetmiyorum ama içimde Melissa gibilerinine acıyorum,
أنا لا أشعر بأية شعور ولكن في أعماقي أعطف على الناس مثل مليسيا

Belki delilik, ama onun içimde yaşadığını hissediyorum.
ربما كان هذا جنوناً ولكن أشعر أن ذلك تغلغل في أعماقي

Patlayacağımı sanana kadar dumanın küçük parmakları beni dolduruyor ve okşuyor Sonra o sıcaklık derine iniyor ve hop.
الأصابع الصغيره من التدخين تملأني ,تداعبني الشعور الدفء يخترق أعماقي أكثر و أكثر حتى أظن أنني سأنفجر

Onu görünce derinden sarsıldım.
مصدومة من أعماقي عندما رأيتها

Ve bunu baş aşağı popomun en derin yerinden söylüyorum bunu.
وأعني ذلك من داخل أعماقي .المسطحة رأساً على عقب

Tüm içtenliğimle kendimi seviyorum.
أحب نفسي من أعماقي

Kesinlikle. İçime işlemek gibi tuhaf bir yeteneği var.
بالتأكيد, لديها موهبة خارقة للتغلغل في أعماقي.

Kalbimde her zaman inandığım tek şey vardı o da sana güvenebileceğimdi.
الأمر الوحيد الذي عرفته من أعماقي أني قادرة على الوثوق بك