Kısa boylular genellikle önemli işler yaparlar. | Open Subtitles | الأحجام القصيرة غالباً ما تحقق أعمالاً كبيرة. |
Bir iş bölümü var ve insanlar, küçük, sınırlı, uzmanlaşmış işler yapıyor, ve yukarıdan gelen yönelndirmeler olamadan hareket edemiyoruz. | Open Subtitles | هنالك قسم من العمال وأناس تدير أعمالاً صغيرة ومخصصة لا يمكننا التصرف بهذا الاتجاه من وجهة نظر متعالية |
Kötü işler yapacakmışsınız hissine kapıldım şimdi bayım. | Open Subtitles | هذا الآن جعلتني أفكر أنك تنوي أن تفعلّ أعمالاً غامضة يا سيد |
İşleri çok iyi. | Open Subtitles | وبعد ذلك إنتقلا إلى أستراليا ولديهم هناك أعمالاً جيدة. |
Tamircinin daha önemli işleri varmış. | Open Subtitles | لأن عامل الصيانة يزعم أن لديه أعمالاً أهم |
Her biri işlerini kanunlara uygun şekilde yürüten müvekkillerime karşı suçlamalarını destekleyecek herhangi bir delil sunmadılar. | Open Subtitles | لم يقوموا بتقديم أي دليل مقنع يدعم إتهاماتهم ضد عملائي الذين يديرون جميعاً أعمالاً قانونية بحتة |
Neden Wyoming sakinlerinin işlerini elinden alıyorsunuz? | Open Subtitles | لمّ تأخذُ أعمالاً من سكّان وايومينغ" وتهبها للغرباء ؟" |
Çıkan her krizin yeni bir vahşetle sonuçlanmadığı, her gazetenin savaş ve şiddet haberleriyle dolu olmadığı bir dünya hayal etmek... | Open Subtitles | لتخيل عالم ...حيث لم يكن هذا جِد حيث لم تسبب كل أزمة... ... أعمالاً وحشية جديدة |
- Kontrolsüz işler yapabileceğini mi sandın? | Open Subtitles | -تعتقد أن بإمكانك إدارة أعمالاً غير صحيحة؟ |
Yasal işler yapmamızı istediğim için. | Open Subtitles | لأنني أردت أن يكون لنا أعمالاً قانونية |
Onu temsilen önemli işler yapıyorum. | Open Subtitles | لقد أدرت أعمالاً مهمة بالنيابة عنه |
Pek bana göre değil ama güzel işler yapmış. | Open Subtitles | ليس أنا, ولكنه أنجز أعمالاً جيدة |
Tommy kasabada tuhaf işler yapar. | Open Subtitles | يزاول (تومي أودس) أعمالاً مختلفة بالبلدة |
Kendine uğraşacak işler bulmuştu. | Open Subtitles | أوجد لنفسه أعمالاً خاصة به |
Fazladan ev işleri yapmana izin vereceğim. Yok olmaz. | Open Subtitles | سأجعلك تؤدين أعمالاً إضافية لمدة أسبوعين |
Patronun karısı asistanların yapacak başka işleri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا يوجد أحد ! زوجة الرئيسَ قالَت لديها أعمالاً أخرى |
Çünkü yapmam gereken evrak işleri var. | Open Subtitles | لأنّ لديّ أعمالاً مكتبية كي أنجزها |
Yapacak daha iyi işleri olduğunu düşünür. | Open Subtitles | يرى أن لديه أعمالاً أفضل ليفعلها |
Başka işlerini bitirmeye çalışıyor. | Open Subtitles | إنه ينهي أعمالاً أخرى |
Koşan Dere. Rüzgarlı Tepe. Pis işlerini gizlemek için verilen mülayim isimler. | Open Subtitles | (رانينج بروك)، و(ويندي ريدج) أسماء تخفي أعمالاً قذرة |
Çıkan her krizin yeni bir vahşetle sonuçlanmadığı, her gazetenin savaş ve şiddet haberleriyle dolu olmadığı bir dünya hayal etmek... | Open Subtitles | لتخيل عالم ...حيث ليس هذا جِد حيث لم تسبب كل أزمة... ... أعمالاً وحشية جديدة |