"أعنى أنك" - Translation from Arabic to Turkish

• Yani
• Demek istediğim

Anlamıyorum, Yani, bu kadar aptal biri değilsin.
لا أفهم. أعنى أنك لست بهذا الغباء يا ماك

Yani, şu korkunç polis memuruna söylemek zorunda değilsiniz.
أعنى أنك لست مضطرا لتخبر هذا الشرطى الكريه

Yani, soğukkanlı davranışın sende işe arıyor, bunu biliyorum.
أعنى, أنك تعلم أن من يعمل عندك من الصعب إغضابهم

Demek istediğim, Sen herzaman bana Ted Stankovich'in ahmak olduğunu söylersin.
أعنى أنك تخبرنى عن هذه الضربات القوية دائماً

Demek istediğim, iyi iş başardın. Gerçekten hallettin.
أعنى أنك عملت عملاً جيداً ، لقد أصلحت الأمر حقاً

Yaptığınıza hayranım. Yani, bir sürü erkeği mutlu ettiniz ki ben de onlardan biriyim.
معجب بعملك حقا ، أعنى أنك تجلبين السعادة

Yani, çok dikkatli dinlemelisin ve tarafsız bir şekilde onun söylediklerini dinlemelisin elinde küçük bir not defteri tutan bazı adamlar ve kızlar için önemli bir şeyin farkına vardığı zaman...
أعنى أنك يجب أن تنتبه جيداً و تستمع إلى كل ما تقوله بعقل متفتح بعض الناس يحتفظون بمذكرات صغيرة فى متناول اليد

Yani daha önceden kullanmışlığın var değil mi bu tür şeyleri ?
أعنى, أنك قمتِ بهذا, أليس كذلك الحامضو أشياء كهذه

Yani, içeri girip ona bakmak için herhangi bir şey uyduramaz mısın?
أنا أعنى أنك تسطيع أن تفعل أى شئ لتدخل وتعرف ماذا يحدث هناك

Daha bir sürü erkek var. Yani Demek istediğim bunun da üstesinden geleceksin.
أعنى أنك سوف تمرى بأشياء كثيرة من هذا القبيل

Yani eğleniyor olsaydın, o topu yakalardın.
أعنى أنك إذا أستمتعت فستلعب جيدا

Yani, sen kazanan bir loto bileti üzerinde oturuyorsun.
أعنى, أنك تجلس على ورقة يانصيب رابحة

Yani onu korumak adına Carl'ı harcadın. Neden?
أعنى أنك تحميها على حساب كارل لماذا ؟

Yani, onu artık sevmiyorsun ki.
أعنى أنك لم تعدى تحبينه بعد الأن

Yani, geride durmak zorundasın.
أنا أعنى أنك كان عليك أن تتراجع

Yani, sen onların Marshall Lisesindeki adamısın.
أعنى أنك رجله الوحيد داخل المدرسة

Demek istediğim, bir filmi sürekli seyretmedin değil mi?
أعنى أنك لن تشاهد نفس الفيلم مراراً و تكراراً ، أليس كذلك ؟

Tersi de doğrudur. Demek istediğim, onları ayıramazsınız.
أعنى أنك لا تستطيع أن تفصل بينهما أعنى

Demek istediğim, sizin, sizin-- Bir savaşınızın olması gerekirdi.
أعنى , أنك, أنك يجب أن يكون لديك حرب

Demek istediğim sende kabul ediyorsunki baban çok ses yapıyor...
أعنى أنك يجب أن تعترف أن والدك يسبب الكثير من الازعاج...