"أعور" - Translation from Arabic to Turkish

• tek gözlü
• tek gözü

Büyükanne ben tek gözlü yılanla daha önce karşılaşmıştım.
جدتي أنا مفتونة بثعبان أعور منذ بعض الوقت

İhtiyacım olan son şey, huzursuzluk ve itaatsizlik tohumları eken tek gözlü bir ayyaş.
أخر شيء أحتاجه رجل أعور سكران يبذر العصيان والتمرُد

Bizim çözmemiz gereken daha önemli suçlar var, ortadan kaybolan, tek gözlü sarhoş dedektifleri aramaktan.
نحن لدينا جرائم أكثر أهمية للتحقيق من مفقود محقق أعور سكير

Beni polislerin önüne attığın eski günler mi yoksa tek gözlü bir korsanın motosikletimi çaldığı eski günler mi?
صحيح ، الأيام الخوالي ، عندما ألقيت بي إلى رجال الشرطة ؟ أو عندما قام قرصان أعور بسرقة دراجتي ؟

Tek bildiğim Carson'un tekrar orduya katıldığı. Zavallının tek gözü çıkmış.
كارسون أعيد تجنيد وأصبح رجل أعور فقير.

Küçük tek gözlü fare özür bekliyor.
الفأر أعور قليلا يريد اعتذارا.

tek gözlü valeler ve ikililer jokerdir.
الرافعات أعور والتعادل البرية.

tek gözlü, demir dişli bir derbeder.
أعور , أسنانه حديدية , و مُشرد

Peki ya ateş etmeyi bilmeyen tek gözlü bir adam?
وماذا عن رجل أعور يعجز عن التصويب؟

tek gözlü bir köpeğimiz, 4 kedimiz, ve bir hint domuzumuz var.
لدينا كلب أعور 4 قطط، وخنزير غيني

Bilemiyorum. tek gözlü adam hâlâ görebilir.
لا أعلم لكن إذا أصبح أعور فبوسعه الرؤية

Ben iki gözlü olanlarını sevmiyorum. Fred farkındaysan tek gözlü.
‫لا أحب القطط بعينين، ‫و"فريد" كما تعلمين أعور

Sapıkça eğilimlerim tek gözlü piskopos bir kanguru olsa,..
بما فيها كنغر أعور أسقفي...

"tek gözlü denizciye."
"إلى أعور بحار".

Sabahın 2'sinde düşündüm ki belki Kaliforniya'nın en iyi dedektifi değilim ama tek gözlü bir zenci parçasını Beverly Hills'teki bir evden içeri sızarken yakalarsam artık işi bırakma zamanı gelmiştir.
الثانية صباحاً، لعلي لست أفضل ... (تحرياً خاصاً في (كاليفورنيا ولكن لو أمكست بيهودي ... زنجي أعور (يتسلل بيتاً في (بيفرلي هيلز فقد يكون وقت التراجع

tek gözlü bir adam arıyordu.
-كان يبحث عن رجل أعور .

tek gözlü embesil.
هذا أبله أعور.

Adını nereden bileyim? Ama tek gözü var.
بالطبع لا أعرف اسمه، لكنه أعور