"أعيشُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaşıyorum
        
    • yaşadığımı
        
    • yaşarım
        
    • kalıyorum
        
    • yaşıyordum
        
    • yaşamıyorum
        
    Son birkaç yıldır, ortak konutlu bir toplulukta yaşıyorum. TED على مدى السنوات القليلة الماضية، أعيشُ في مجتمع يتقاسمُ منازله.
    Şimdi bodrum katında yaşıyorum. Tamamen özgürlük, Ahbap. Open Subtitles أنـا أعيشُ في القبو ، الآن الحرية الكاملة ياصديقي
    Ninemle birlikte yaşıyorum. Open Subtitles أعيشُ مع جـدتي. فمنذ نحو عام مات زوجها، أو بالأصح جـدي.
    İnsanlara böyle yaşadığımı söylediğimde, genelde iki aşırı tepki alıyorum. TED الآن، عندما أقولُ للناس أنني أعيشُ هكذا، يكون لديهم أحيانًا واحدًا من ردين متطرفين
    # Aranızda yaşarım Güzelce gizlendim Open Subtitles أعيشُ بينكم ♪ ♪ مُتنكّرا بعناية ♪
    Devon'da karakolun yanında ufak bir stüdyo dairede kalıyorum. Open Subtitles إنّ ذلك لن ينجح , إني أعيشُ بشقةٍ ضيّقة وصغيرة
    Bakın, ben hayatımı yaşıyorum, umarım eşim de aynısını yapıyordur. Open Subtitles إسمع، أعيشُ حياتي وأتوقع أن زوجتي تفعل نفس الشيء
    Şehirde yaşıyorum, saat 07:00 civarı ayrıldım buradan. Open Subtitles . إنّي أعيشُ بالبلدة، ولقد غادرت السّاعة السّابعة
    - Evet, burada yaşıyorum. - Evet, o kadarı doğru bence de. Open Subtitles .أجل، لأني أعيشُ هنا - .أجل، أعتقد أن ذلك الجزأ صادق -
    - Kızımla yaşıyorum, o yüzden... Open Subtitles وكُنت أفكر بأن ميامي ستكون البديل أوه, أنا أعيشُ مع إبنتي لذلك أنا
    İhanetinin dehşeti ile yaşıyorum her gün. Open Subtitles إنني أعيشُ على الذعر بسبب خيانتك كلّ يوم.
    İhanetinin dehşeti ile yaşıyorum her gün. Open Subtitles إنني أعيشُ على الذعر بسبب خيانتك كلّ يوم.
    Ben Lagos'ta Lekki bölgesinde yaşıyorum, benim bölgemde en az 50 tane gerçekten güzel kilise var ama yetişkin okuryazarlık merkezi yok, evsizler çadırı yok, okul ve hastaneler de gerçekten az sayıda. TED أعيشُ في منطقة لاكيا من لاغوس، وفي مجتمعي، هناك على الأقل 50 كنيسة جميلة حقًا، ولكن لا يوجد مركز لمحو الأمية للكبار، ولا مأوى للمتشردين وعدد قليل من المدارس والمستشفيات.
    Onunla yaşıyorum çünkü bunun için bana rica etti. Open Subtitles أعيشُ معها لأنها توسلت إلي لأفعل ذلك
    İyi de ben orada yaşıyorum, kilisede. Open Subtitles لكنّي أعيشُ هُناكَ، في الكنيسةِ
    Bilemiyorum. Fazlaca kişisel yaşıyorum. Open Subtitles لا أعلم، فأنا أعيشُ حياةً مضنيةً
    - Kız kardeşim Rachel ve kocasıyla yaşıyorum. Open Subtitles أعيشُ مع أختي راشيل وزوجها منذ متى؟
    Birden daha fazla hayaletle yaşıyorum diyebiliriz. Open Subtitles لنقلّ بأنني أعيشُ أكثرَ من شبحٍ واحد.
    Bana hayal aleminde yaşadığımı gösterdin. Open Subtitles لقد أظهرتِ لي بأني كنتُ أعيشُ في حلم
    # Aranızda yaşarım Güzelce gizlendim Open Subtitles أعيشُ بينكم ♪ ♪ مُتنكّرا بعناية ♪
    - Evet. Anne babama ait, ben yanlarında kalıyorum. Open Subtitles أجل والديّ يعيشان هنا وأنا أعيشُ معهما
    Bana yabancı bir ülkede, bana yabancı bir evde bana yabancı bir adamla yaşıyordum. Open Subtitles كنت أعيشُ في منزلٍ غريب في بلد غريب مع شخص غريب
    - O dünyada yaşamıyorum artık. Open Subtitles أمرأة مهووسة بالوجود في الاماكن الصغير المغلقة لا أعيشُ في ذلكَ العالم بعد الأن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more