Hayır, beni dinleyene kadar gitmiyorum burdan. | Open Subtitles | أنت تضيعين وقتك، أيها السيدة الشابة. لا، لن أغادر حتى تسمعني. |
- Eve gittiğini sanmıştım. - Siz gidene kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | اعتقدت أنك متجه للمنزل لن أغادر حتى تغادر |
Bilmeni isterim, bana anlatana kadar gitmeyeceğim. | Open Subtitles | فقط لطالما أنك كنتَ تعرف، أنا لن أغادر حتى تُخبرني |
-Gelme sebebimi elde edene kadar gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أحصل على ما أتيت لأجله |
Jean-Pierre Duma, Haitiye dönüp yaptıklarıyla yüzleşmeden, ben hiçbir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى يعود جون بيير دومان إلى هاييتي ويواجه ما ارتكبه |
- Junior'ı çıkartana kadar olmaz. | Open Subtitles | -كلاّ، لن أغادر حتى أقوم بإخراج (جونيور ). |
Bana ilk gerçek konuşmamı verene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر حتى تعطيني محادثتي الحقيقه الأولى |
- Kızımız ortada yok. İyi olduğunu bilene kadar buradan ayrılmıyorum. Onu bulacağız, Dalia. | Open Subtitles | ابنتنا مفقودة أنا لن أغادر حتى أعلم أنها على ما يرام |
O yüzden bunu yapana kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا لن أغادر حتى أقوم بذلك. |
O polis buraya gelene kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى تحضروا لي ذلك الشرطي |
Sen gelip konuşana kadar gitmiyorum Ferris. | Open Subtitles | لن أغادر حتى تنزل و تتكلم معى |
Onlar onu bulana kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أجدها |
İşim bitene kadar gitmiyorum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أنتهي |
Justin... Benimle konuşana kadar gitmiyorum burdan. | Open Subtitles | "جاستن" لن أغادر حتى تتحدث إلي |
Bunu bilmiyorsun. Nerede olduklarını söyleyene kadar gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أنت لا تعلم ذلك - لن أغادر حتى يخبرني أين هنّ - |
Olmaz, herşeyi öğrenene kadar gitmeyeceğim. | Open Subtitles | لا، لن أغادر حتى أرى كل شئ |
O parayı alana kadar gitmeyeceğim, dostum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أحصل على النقود. |
- Sen gidene kadar kıpırdamıyorum o yüzden burada takılıp olay çıkarabilirim ya da yandaki barda beş dakika ayırırsın. | Open Subtitles | أنا لن أغادر حتى تفعل ذلك لذلك من الممكن أن أبقى هنا و أعمل مشهد أو أن تعطيني خمس دقائق في الحانة المجاورة |
- Sen gidene kadar kıpırdamıyorum o yüzden burada takılıp olay çıkarabilirim ya da yandaki barda beş dakika ayırırsın. | Open Subtitles | أنا لن أغادر حتى تفعل ذلك لذلك من الممكن أن أبقى هنا و أعمل مشهد أو أن تعطيني خمس دقائق في الحانة المجاورة |
Ne kadar güçlü olduğunu gördüm. Sen bana gerçeği söyleyene kadar bir yere gitmiyorum. | Open Subtitles | قدّ رأيتُ مدى قوّتكِ، لن أغادر حتى تقولي لي الحقيقة. |
Omar'ın adını temize çıkartana kadar durmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أبريء ساحة (عمر) |
Kız kardeşime kimin zarar verdiğini öğrenene kadar buradan ayrılmayacağım. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أعرف مَن يُحاول إيذاء أختي. |
Ve o kişiyi bulana kadar buradan ayrılmıyorum. | Open Subtitles | لن أغادر حتى أعرف هويته. |