Biliyorsun, Tanrıçalar hep kader ve efsaneler hakkında şarkılar söylediler | Open Subtitles | كما تعلمين , الملهمات يغنون أغانٍ عن أساطير و أقدار |
O sanki en nazik, en tatlı adama dönüştü .ve müthiş güzel şarkılar yazıyor. | Open Subtitles | ألطف و أرق رجل و أيضاً إنه يكتب أغانٍ جميلة و مدهشة |
Hayır, gerçekten, yeni şarkılar hazırlıyoruz, ve provalar yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | لا ، نحن نحضّر 4 أغانٍ جديدة ...وجميعها تحتاج مراجعة |
Hannah evdeyken bazen koşturur, komik seslerle dizi şarkıları söyler, bize sarılıp dururdu. | Open Subtitles | فيالبيت،هاناكانت... أحياناً كانت تجري في أنحاء المنزل وهي تغني أغانٍ استعراضية بأصوات مضحكة وتغمرنا بالأحضان |
Bu sırada New York ve Nashville'de radyolarda duyduğumuz, nesillerimizi tanımlayan ve düğünümüze, cenazemize ve aradaki her şeye fon müziği olan hit şarkıları üretebiliyor. | TED | وفي الوقت الحالي، يمكن لـ(نيويورك) و(ناشفيل) إنتاج أغانٍ ناجحة وإذاعتها عبر أجهزة الراديو، وتميّز وجود أجيالنا، وتُبث في حفلات زفافنا وجنائزنا، وكل ما بين ذلك. |
♪ Hadi, açın kanatlarınızı ♪ Özgürlük şarkılarıyla raks ediyoruz | Open Subtitles | "تعال وابسط جناحيك ارقص وغنّي أغانٍ عن الحرية" |
O gece ne ziyafet verildi ne de şarkılar söylendi çünkü yas tutulamayacak kadar çok ölümüz vardı. | Open Subtitles | ...لكن لم تكن هنالك ولائم ...ولا أغانٍ تلك اللّيلة لأنّ موتانا كانوا مصدر حزن لا يقاس |
Sana o kadar düşmanca şarkılar yazmamalıydım. | Open Subtitles | لم يجدر بي إرسال أغانٍ غير ودية |
Muhtemelen tuvalette Elliott Smith tarzı şarkılar yazıyordur bana. | Open Subtitles | -نعم . لعلّه في الحمّام يكتبُ أغانٍ على نمط (إليوت سميث) عنّي. |
Ben hiç böyle şarkılar söylemedim! | Open Subtitles | لم أُغنِّ هكذا أغانٍ من قبل. |
Beş yıl dört aşk şarkısı ve tüm şarkılar videosuz şekilde hit oldu! | Open Subtitles | أربع أغانٍ ناجحة خلال مسيرة خمس سنوات جميعها أغاني ناجحة و ليست بأغاني أفلام، تهانينا لك! شكرًا لكِ... |
- Çünkü tüm şarkılar cover. | Open Subtitles | -لأنها كلها أداءات أغانٍ للآخرين |
Burada mutluluk şarkıları bulamadın: | Open Subtitles | لقد ابتدعت أغانٍ حزينة هنا: |
Burns'ün toplu işten çıkarması eski depresyon şarkıları ile şehri yeni bir depresyona soktu. | Open Subtitles | تسريع (بيرنز) للعمال، رمى المدينة في حالة كساد جديدة والتي تمثّلت في ترديد أغانٍ من الكساد القديم |
Wendy, Will'e yaptığı karışık CD'yi ve aşk şarkılarıyla dolu olan diğerini vermekten nasıl korktuğunu anlattı. | Open Subtitles | أخبرتني (وندي) عن اعدادها (اسطوانة موسيقية لـ(ويل وكيف كانت خائفة جدا ً .. من اعطائه أول اسطوانة أعدتها والتي كانت بأكملها أغانٍ غرامية |