Bu sabah Preston'ın dolabını boşalttım, çekmecedeki eşyalarını kutulara doldurdum. | Open Subtitles | لقد نظَّفتُ خِزانَةَ بريستون هذا الصباح و وَضعتُ أغراضهُ من أدراجِهِ في صندوق |
Sam değerli eşyalarını evinde yangın korumalı bir yerde tutuyor. | Open Subtitles | إنَّ "سام" يحفظُ أغراضهُ الثمينة في خزنةٍ مضادةٍ للحريق تحت أرضيّته |
Evet, uzun süredir görünmeyen ve eşyalarını orada bırakmış olan Lee Coleman adında bir misafirleri olduğunu söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنهُ أتاهم ضيف .(إسمهُ (لي كولمان و الذي إختفى و تركَ أغراضهُ بالنزل |
Herkes eşyalarını toplayıp hazırlandımı? | Open Subtitles | هل أعد الجميع أغراضهُ |
O yüzden eşyalarını çöpe attı. | Open Subtitles | و لهذا قد رمى أغراضهُ |