Başkasının evine bir şeyler sipariş etmiş. | Open Subtitles | أقصد أنّ أغراضًا كانت تُرسَل إلى منزل شخصًا آخر |
Yaralı kolunuzla ağır yükler yiyecekler gibi şeyler taşıdınız mı? | Open Subtitles | "هل عادةً ماتحمل أغراضًا ثقيلة،" "أغراض البقالة، وما إلى ذلك، بذراعك المصابة؟" |
Bir şeylerin satın alındığı TV kanallarını çok severdi boktan boktan şeyler alırdı. | Open Subtitles | كانت تحب تلك القناة التلفازية ...التي تتصل بها فتشتري أغراضًا كل ما تشتريه هو مجرد أشياء تافهة |
- Bir saatim var. Bir şeyler almam lazım. | Open Subtitles | لدي ساعة، وأحتاج أن أحضر أغراضًا |
Görünüşe göre Rex onların adresine bir şeyler sipariş ediyormuş. | Open Subtitles | جليٌّ بأنّ أغراضًا لـ(ريكس) كانت تُرسَل إلى عنوانهم |
Chuckie için de bir şeyler çalar mısın canım? | Open Subtitles | إسرق أغراضًا من(تشاكي)لوسمحت ياعزيزي؟ |