İşte burada 2500 tane ölü, büyük, kanlı inek kemiğini yıkıyorum. | TED | اذن ها أنا ذا أغسل 2.5 آلاف عظم كبيرة ومُغطاة بالدماء لأبقار ميتة. |
İşte altı saat, altı gün yıkıyorum ve savaşlar bu kemiklerden çıkıyor ve mümkün hâle geliyor -- dayanılmaz bir koku. | TED | إذن أغسل هذه العظام لمدة 6 ساعات 6 أيام والحروب ما تزال تُخلّف هذه العظام، وأصبحت رائحتها لا تُطاق. |
İşe zamanında yetişmek için saçımı mutfakta yıkamam gerekecek. | Open Subtitles | يجب أن أغسل شعري في مغسلة المطبخ إن كنت أريد الوصول للمطعم في الوقت المناسب |
Her gün kulaklarının arkasını yıka, büyük, şişman bir fil olmak için de çiğ patateslerini yemeyi unutma. | Open Subtitles | أغسل خلف أذنيك كل يوم ولتأكل كل البطاطس الغير ناضجة حتى تكبر وتصبح فيل كبير وسمين |
Bir hendeğin içinde çamaşır yıkamak ve yerliler gibi pide yoğurmaya niyetim yok benim. | Open Subtitles | لا يوجد عندى نيه أن تنتهى حياتي و أنا أغسل الملابس و الأطباق و أصلح السراويل مثل الهنود |
Belki kafamı toparlar ve ellerimi yıkarım. | Open Subtitles | نعم , ربما عليّ أن أغسل يداي , أنا أيضاً |
Ağaç budamaya falan ver beni. Kamyonları yıkayayım. | Open Subtitles | دعني أشذب الأشجار، مهلاً سوف أغسل الشاحنات اللعينة |
Bunu yıkayacağım. | Open Subtitles | يا أخي أنا لن أغسل هذا الاصبع.. اريد غسل هذا |
Bana aldırmayın çocuklar. Sadece iç çamaşırlarımı yıkıyorum. | Open Subtitles | لا تبلقوا بالاً لي يا أولاد ، فقط أغسل سروالي الداخلي |
Çarşaflarını ben yıkıyorum. | Open Subtitles | أنا أغسل أغطية سريرك و أعلم انها كانت هنا. |
Duştayken seni düşünüyorum, iyi bir şekilde değil şaşkına dönüyorum, saçımı yıkayıp yıkamadığımı unutuyorum... bu yüzden saçımı iki kez yıkıyorum. | Open Subtitles | أفكر فيك فى الحمام لكن ليس بطريقه جيده وذلك يربكنى حتى اننى لا أتذكر ان كنت غسلت شعرى ام لا لذا أغسل شعرى مرتين |
Tamam, güzel. Ona yüzümü yıkamam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | حسنا, جيد أخبريه أنه كان لابد أن أغسل وجهي |
Ben vaizlerin yakalarını yıkamam. Kızlara sorabilirsin. Ben onları yıkamam. | Open Subtitles | لم أغسل ياقات الكهنة، أطلبي من أحدٍ آخر، أنا لا أفعل ذلك |
Tatlım, git ellerini yıka. Mutfakta yulaf ezmesi var. | Open Subtitles | حبيبي، أذهب أغسل يديك . هُناك الشوفان فى المطبخ |
- Ben yokken teçhizatı yıka. | Open Subtitles | أغسل الشاحنة بينما أنا في المستشفى سأفعل ذلك |
Sadece kendi giysilerimi kendim yıkamak için zamanın olmasını isterdim. | Open Subtitles | صحيح أتمنى لو لدي بعض . الفراغ حتى أغسل ثيابي بنفسي |
Ellerimi her gün yıkarım. | Open Subtitles | هذا طبيعي جداً، فأنا موسوس أيضاً. أغسل يدي تقريباً كل يوم |
Su getir, bebeği de yıkayayım. | Open Subtitles | أجلبي المياه حتى أستطيع أن أغسل الطفل |
Önce evde oturup çamaşır yıkayacağım, sonra onları ütüleyeceğim, belki yerleri de silerim. | Open Subtitles | أولاً: سأبقى في البيت أغسل بلوزات الزبائن وبعد ذلك، أقوم بكيها |
Dün neredeyse yüzümü asit dolu bir lavaboda yıkıyordum, hatırladın mı? | Open Subtitles | أتذكر حينما كدت أن أغسل وجهي بالأمس في مغسلة مليئة بالحامض؟ |
O kadar pisti ki, sonra hemen koşarak ellerimi yıkadım. | Open Subtitles | و قد كانت متسخة جداً فهرعت بعدها لكي أغسل يدي |
Elbette, bulaşıkları yıkarken ve bezelyeleri ayıklarken aynı anda insanları arayabilirim. | Open Subtitles | أنا بالطبع أتصل بالناس. بينما أغسل الأطباق. أو أعد الخضر. |
Pekala, ama bil ki, hala dün geceki çarşafları yıkamadım. | Open Subtitles | حسناً، لكن لعلمك لم أغسل الشرشف من الليلة الماضية |
Elimi bıraksan iyi olur. Onu yıkamalıyım. | Open Subtitles | . من الأفضل أن تبعد يديك عني يجب أن أغسل شعري |
Daha önce hiç bulaşıkları yıkamadım, şimdi de yıkamayacağım. | Open Subtitles | أنا لم أغسل الأطباق من قبل ولن أبدأ الآن |
- Dişlerimi fırçalıyorum. Sadece iki tane dişin var. Daha ne kadar... | Open Subtitles | ـ أنا أغسل أسناني ـ أنت لديك اثنان منهما فقط |
Çamaşırını yıkamamı sevgilimle beraber yaşamamı, hayatımı değiştirmemi istiyorsun! | Open Subtitles | تُريدُني أَنْ أغسل ملابسي المعيشة مع شريكِي، تُغيّرُ حياتَي |