Ama onu çocuklardan ayırmak... gurur duyduğum bir durum değil. | Open Subtitles | لكن أخذى لتامي من أولادها ليس شيء أفتخر به |
Ama yaptığım, yalnızca bir şey yapmaktan gurur duyduğum tek şey, iyi bir anne olmaktı. | Open Subtitles | ولكن الشيء الوحيد الذي أملكه الشيء الوحيد الذي أفتخر به أنني أم جيدة |
Bu dünyada en gurur duyduğum şey onun annesi olmam. | Open Subtitles | أكثر ما أفتخر به بهذا العالم, هو أنني أمها |
Şimdi elimde bir şey var ve gurur duyulacak hiçbir yanı yok. | Open Subtitles | الآن لدي شيء وهو ليس شيء أفتخر به. |
Pek gurur duyduğum bir şey değil ama yakınlaştığım her kızın önce güvenini kazanırım. | Open Subtitles | انظري إنه أمر لا أفتخر به لكن كل فتاة أتقرب منها ينتهي الأمر بأن أخون ثقتها |
Senin kocan olmak hayatım boyunca yapmaktan gurur duyduğum tek şeydi. | Open Subtitles | أن أكون زوجك ... هو الشيء الوحيد الذي أفتخر به في حياتي |
gurur duyduğum birşey değil zaten. | Open Subtitles | إنه ليس بالضبط شيء أفتخر به حسنا؟ |
Ama en çok gurur duyduğum şey Dr. Anna'nın erkek arkadaşı olmak. | Open Subtitles | ولكن الدور الذي أفتخر به هو كوني خليل"آنا" |
Önceden gurur duyduğum üniformamı giymekten utanır olmuştum. | Open Subtitles | ... لقد كنت أشعر بالخجل من ارتداء الزي . الذي كنت أفتخر به كثيراً من قبل |
Burada gurur duyduğum bir şey varsa, | Open Subtitles | إذا كان هنالك شيء وحيد أفتخر به |
Anneniz olmam, hayatımda en gurur duyduğum şey. | Open Subtitles | أكثر ما أفتخر به في حياتي هو أنني أمك |
gurur duyduğum şey bu. -Öyleyse bizi neden yarı yolda bıraktın? | Open Subtitles | هذا ما أفتخر به - فلم هجرتنا إذن ؟ |
İşim hep... gurur duyduğum bir şeydi. | Open Subtitles | إنه أمر كنت أفتخر به دوماً. |
(Alkışlar) gurur duyduğum başka bir yenilik. | TED | (تصفيق) ثمة مشروع آخر أفتخر به. |
gurur duyulacak birşeyim yok. | Open Subtitles | إنه ليس أمر أفتخر به |
Hayır, hayır, hayır. Bu gurur duyulacak bir şey değil. | Open Subtitles | الآن ذلك لم يعد شيء أفتخر به |