"أفترض أنه" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanırım
        
    • Galiba
        
    • Sanıyorum
        
    • olduğunu varsayıyorum
        
    • herhalde
        
    • sanmıyorum
        
    • düşünüyorum
        
    • zannediyorum
        
    • tahmin ediyorum
        
    • herhâlde
        
    • farzediyorum
        
    • olduğunu tahmin
        
    Öyleyse sanırım şu an ikimizin de bir ilişkide olmaması gerek. Open Subtitles إذن أفترض أنه ليس علينا الخروج معا في هذا الوقت، صح؟
    sanırım acil durum kredi kartımızı kısa vadeli olarak kullanmalıyız. Open Subtitles أفترض أنه يمكننا أن نستخدم بطاقة الطوارئ في الوقت الحاضر
    Galiba bunları gerçek sahiplerine geri vermeliyim. Open Subtitles أفترض أنه على أن أعيد هذه الأشياء لمالكها الصحيح
    Sanıyorum, adamlarla yaptığı işlerle ilgili bir şeyleri ortaya sürecek. Open Subtitles أفترض أنه كشف الغطاء عن شئ ما في تعاملاته معهم
    Notunu ilk izlenim olarak kabul ettim. Yani isteğin şeyin o olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles ,لقد قبلتها بلا تردد و الذي أفترض أنه هذا ما تريدينه
    Bunu sırf benim canımı sıkmak için uydurduğunu ümit etmek herhalde hayalperestlik olur. Open Subtitles أفترض أنه هناك احتمال كبير أنكِ تفعلي هذا لمضايقتي
    İkizlere son kez el sallamak için acele ettiğini sanmıyorum. Open Subtitles حسناً ، لا أفترض أنه يندفع سريعاً للقاء أخير للتوأم
    Oh, Genellikle imza vermem ama sanırım bu sefer bir istisna yapabilirim. Open Subtitles أنا عادة لا أوقع للمعجبين لكن أفترض أنه يمكنني أن أقوم بإستثناء
    Neyse sigortadan parasını almakta hiç zorlanmayacaktır sanırım, değil mi? Open Subtitles ‫أفترض أنه لن يواجه مشكلة ‫في جمع مبلغ التأمين، صحيح؟
    sanırım o gece tavernada benim hakkımda anlatılan uzun hikayelerin işe yarayacağını düşündü. Open Subtitles أفترض أنه شاهد قيمة الحكايات الخرافية التي تم قصّها عني بعد ليلة الحانة
    Oyun alanım 400 sıra uzunluğunda ve 25 sütun genişliğindeydi-- ve sanırım eğer bunu anlayabilecek biri varsa, o da buradaki seyircilerdir. TED إذ كانت مساحته هي 400 عمود و25 صف والذي أفترض أنه إذا كان أحد سيفهم ما قلت، فإنه سيكون هذا الحشد.
    sanırım suçsuz olduğumuzu tekrar söylemenin bir yararı yok. Open Subtitles أفترض أنه لن يفيد ان اكرر لك ثانية إننا أبرياء
    Maluliyet maaşını tren yolu şirketinden alıyor ve sanırım kilise konseyinden de hizmetleri karşılığı cüzi bir miktar alıyor. Open Subtitles لديه راتب تقاعدي بسبب إعاقته من شركة السكك الحديدية.. وأجر زهيد لقاء خدماته من مجلس المجلس الكنسيّ، أفترض أنه...
    Galiba kirli biri değil, gerçekten Afrika kökenli biri. Open Subtitles إنه أسود أفترض أنه ليس قذراً حقاً لكن من أصل أفريقي
    Galiba başka bir numara aramaya çalışmış. Tuşlara rastgele basmış. Open Subtitles أفترض أنه كان يحاول طلب رقم آخر لكنه ضغط على أرقام عشوائية
    Gene de buna bir cevap beklemenin aptalca olduğunu Sanıyorum. Open Subtitles لا يزال، أفترض أنه من الغباء أن أتوقع جواب.
    Sanıyorum üzerinde çalışmam gereken daha önemli şeyler var. Open Subtitles أفترض أنه هناك أشياء أكثر أهمية ينبغي أن أعمل بها
    İlişkide eğlenceli olanın o olduğunu varsayıyorum. Open Subtitles أنا أفترض أنه الرجل الممتع في هذه العلاقة
    Ben, bir bardak su alamam herhalde? Open Subtitles ألا أفترض أنه يمكننى الحصول على كوب من الماء؟
    Bunları söylemeyecek kadar salak biri olduğunu da sanmıyorum. Open Subtitles أفترض أنه لا يوجد مـَنْ بهذا القدر من الغباء لكي لا يفعل.
    Burada asıl amacın insanları iyileştirmek olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أفترض أنه لن يمانع بنحن نهتم هنا بعلاج الآخرين أليس كذلك ؟
    Bu şartlar altında, zannediyorum farkı anlamanın bir yolu yoktu, fakat... Open Subtitles في تلك الظروف, أفترض أنه لم تكن هناك وسيلة لأخبر بالفرق, ولكن...
    Fakat gösterdiğin tepkiye bakılırsa büyük annemin tacizinden daha büyük bir şey olduğunu tahmin ediyorum. Open Subtitles لكن طبقاً لاستجابتك السيئة أفترض أنه كان أسوأ من سوء معاملة جدتي لي
    Bunu çıkarıp editörüme versem iyi olacak herhâlde. Open Subtitles أفترض أنه سيكون عليّ تسليم هذه إلى محرري
    Ama bunun TV yarışmalarında gördüğüm en büyük olay olmadığını farzediyorum. Open Subtitles لكني أفترض أنه ليس أغرب شيء رأيته في برامج المسابقات
    Resimlere bir bakıyordum da,birinde babanı gördüm. En azından baban olduğunu tahmin ettiğim birini. Evet. Open Subtitles ورأيت صورة والدك على الاقل أفترض أنه والدك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more