Bir hayranım için hiç önemli değil. Geçen geceki yayını izlediğini varsayıyorum. | Open Subtitles | إنّي ملبية لأيّما تطلبه معجبة، أفترض أنّك شاهدت نشرة ليلة قبل أمس. |
Tamam, davanın temel özelliklerini anladığını varsayıyorum. | Open Subtitles | حسناً، أفترض أنّك تفهم مبادئ الدعوى القضائية |
Ama bunu zaten bildiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | لكنّي أفترض أنّك تعرف حيال ذلك بالفعل. |
O yüzden gerçek nedeni sakladığını farz ediyorum. | Open Subtitles | لذلك أستطيع أن أفترض أنّك تخفين السبب الحقيقي |
O kağıt yığınını o kadar gürültülü okumanın benim yararıma olduğunu farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك تقرأ هذه الخرقة لغرض ما يفيدني |
Maalesef ben de bilmiyorum ki bu yüzden burada olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | حسنا، ولسوء الحظ أنا لا أعلم أيضا، لذا أفترض أنّك هنا لهذا السبب. |
Sanırım sen de herkes gibi yeni alışveriş merkezine gidiyorsundur, değil mi? | Open Subtitles | أفترض أنّك تتسوّق في السّوق الجديد، مثل الجميع، لا؟ |
Bunun kim olduğunu bildiğini varsayıyorum? | Open Subtitles | أفترض أنّك تعرف مَن يكون؟ |
Bunun anlamının hiçbir şey bulamadığın olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك لم تجد شيئًا. |
Kimden bahsettiğimi bildiğinizi varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك تعلم عمّن أتحدّث |
Durumun için araştırmanı yaptığını varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك قمت ببحث عن حالتك. |
Gemini ucubelerinin yeni seçilen başkanı olarak nereden bulacağını bildiğini varsayıyorum. | Open Subtitles | بصفتك الرئيس المنتخب الجديد لمسوخ (الجوزاء) أفترض أنّك تعلم من أين تجلبه. |
Vaughn'un Taylor'la yattığını gören imgelerinden birini gördüğünü varsayıyorum? | Open Subtitles | أفترض أنّك مررتِ بإحدى رؤياكِ التخاطريّة ومن ثمّ قلتِ أن (فون) كان يعاشر (تايلور)؟ |
Yarın gelmek isteyeceksiniz diye varsayıyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك تتمنى أن تعود غدًا |
İyi haber vermeye gelmediğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك لا تحمل أنباء طيّبة. |
Bugün işe gitmeyeceğini farz ediyorum. | Open Subtitles | أفترض أنّك لن تذهب إلى العمل اليوم |
Ancak sanıyorum ki tüm bu derde benim için baş vermediniz. | Open Subtitles | لكنّي لا أفترض أنّك تجشّمت كل هذا العناء لأجلي. |
sanıyorum ki bu domuz ağılına aşinasın buna daha uygun olarak "çukur" da diyorlar. | Open Subtitles | أفترض أنّك تألف حظيرة الخنازير هذه، والمعرّفة بشكل ملائم بـ "الوكر". |
sanıyorum da beni fazla takdir etmiyorsun. | Open Subtitles | أفترض أنّك لا تنظر إليّ بنظرة طيّبة |
Sanırım sen benim kimliğimi çalarak | Open Subtitles | أفترض أنّك تعتقد بأنّك ستكون قادراَ |
Sanırım sen de onlardan birisin. | Open Subtitles | أفترض أنّك واحد منهم. |