"أفسدت الأمور" - Translation from Arabic to Turkish

    • Her şeyi berbat
        
    • batırdım
        
    • işleri batırdığım
        
    • ilişkimizi mahvettim
        
    • ortalığı pislettikten
        
    • işleri batırdığımı
        
    • İşleri karıştırdım
        
    Her şeyi berbat ettiğimin farkındayım ama bunların hepsi Zola konusu ortada yokken oldu. Open Subtitles أعلم أنني أفسدت الأمور, ولكن كل هذا حدث قبل أن تكون (زولا) في الصورة.
    Gerçekten Her şeyi berbat ettim değil mi ? Open Subtitles لقد أفسدت الأمور أليس كذلك ؟
    Her neyse, onu son ziyaretimde, işleri biraz batırdım. Open Subtitles على كل حال،آخر مرة زرتها أعتقد إني أفسدت الأمور قليلاُ
    Peki ya sen başta olmadığın ve bu nedenle ben işleri batırdığım için Dünya'yı kurtarmak gerekirse? Open Subtitles ماذا لو احتاج إلى إنقاذ لأني أفسدت الأمور لأنك لم تكوني موجودة بالأصل؟
    Quinn'le ilişkimizi mahvettim. Striptizciliği bırakması için ısrar edince büyük bir kavga ettik ve sonra Atlantic City'ye gidip iki gündür aramadım. Open Subtitles لقد أفسدت الأمور مع "كوين" ، لقد أصريت أن ، تتوقف عن التعري، ودخلنا في عراك كبير
    Sen ortalığı pislettikten sonra şimdi seninle benim aramda. Open Subtitles لكنك أفسدت الأمور والآن صارت المسألة بيني وبينك
    Ki bu benin bu gece işleri batırdığımı gösteren bir ipucu olabilir. Open Subtitles والذي ربّما كان تلميحاً على أنني أفسدت الأمور الليلة
    - İşleri karıştırdım. Open Subtitles لقد أفسدت الأمور
    Bu yüzden Her şeyi berbat ettim. Open Subtitles لذا أفسدت الأمور
    - Her şeyi berbat ettim. Open Subtitles لقد أفسدت الأمور
    Cate haklıydı. Sanırım Her şeyi berbat ettim. Open Subtitles (كيت) كانت محقّة، أظنني أفسدت الأمور
    Kız kardeşlerimle işi batırdım. Annemin yanına döndüm. Open Subtitles يا رجل ، لأقد أفسدت الأمور مع شقيقاتي ، لقد عدت للعيش مع أمي
    Tamam, bak, her şeyi batırdım tamam mı? Open Subtitles حسنا, اسمع, لقد أفسدت الأمور, حسنا؟
    Biliyorum işleri çok fena batırdım ve çok üzgünüm. Open Subtitles ,وأنا أعلم بأنني أفسدت الأمور بشدة
    Bieber 'den dolayı biraz ekstra para kazandım ve senin prodüktörle işleri batırdığım için kötü hissediyorum telafi etmeme izin ver ben...ben bunu kabul edemem elimden gelen bir şey yok artık Open Subtitles بسبب موضوع "بيبر"، وشعرت بالسوء لأنني أفسدت الأمور عليك مع المنتج. دعني أعوضك.
    Ben de Claire'le işleri batırdığım için özür dilerim. Open Subtitles -آسفة أنني أفسدت الأمور مع (كلير )
    Quinn'le ilişkimizi mahvettim. Open Subtitles لقد أفسدت الأمور مع "كوين" ، لقد أصريت أن ، تتوقف عن التعري، ودخلنا في عراك كبير
    İLİŞKİMİZİ MAHVETTİM, DEĞİL Mİ? Open Subtitles "أفسدت الأمور بيننا نوعاً ما"
    Sen ortalığı pislettikten sonra şimdi seninle benim aramda. Open Subtitles لكنك أفسدت الأمور والآن صارت المسألة بيني وبينك
    Kumarla falan işleri batırdığımı biliyorum ve düzeltmek için çalışıyorum ama ama bu tür kararları verirken takım olarak birlikte hareket etmeliyiz. Open Subtitles صحيح، أقصد، إسمعي، أعلم أنني أفسدت الأمور مع القمار وكلّ شيء... وأنا أعمل بجدّ على ذلك لكن هذه من القرارات التي نتعامل ونتحدث عنها معاً كفريق.
    - İşleri karıştırdım. Open Subtitles لقد أفسدت الأمور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more