Dylan'ın işleri benim için daha iyi hale getireceğini sandım. | Open Subtitles | لقد ظننت حقاً أن (ديلان) سيجعل الأمور أفضل بالنسبة لي |
Benden almak, benim için daha iyi. | Open Subtitles | يشترون منى, .ذلك أفضل بالنسبة لي |
benim için daha iyi olmayacağını fark ettim." Yaptıkları şeyleri önlemek için her şeyi verebilecekleri şeylere neden olmuş çocuklara sahip tüm bu ailelerin | TED | "لذا عندما أرى أن العالم سيكون أفضل حالاً لو أن (ديلان) لم يولد أبدًا، قررت أنه لن يكون أفضل بالنسبة لي." |
Ben yetişkin bir kızım. Birinin bana, benim için en iyi olanı söylemesine gerek yok. | Open Subtitles | أنا فتاة كبيرة، أنا لست بحاجة إلى شخص يقول لي ما هو أفضل بالنسبة لي. |
Öte yandan, benim için en hayırlısı bu. | Open Subtitles | على الجانب الإيجابي, هذا أفضل بالنسبة لي شخصياً |
İşler bazen benim için daha iyi gidiyor insanları öldürmediğimde. | Open Subtitles | الأشياء تعمل بشكل أفضل بالنسبة لي في بعض الأحيان ... ... عندما لا تقتل الناس . |
Ben sadece New York'un benim için daha iyi bir yer olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أعتقد أن (نيويورك مكان أفضل بالنسبة لي |
benim için en iyisi nedir haberi yok! Deli o! | Open Subtitles | ليس لديها أي فكرة ما هو أفضل بالنسبة لي أنها مجنونه |
Hayranlarım için şarkı söylemek benim için en iyisi | Open Subtitles | وقد الغناء من أمام المشجعين يجب أن يكون أفضل بالنسبة لي بعد كل شيء! |
Çalıştığım sırada bir zaman sonra benim için en iyi olana dönüştü. | Open Subtitles | فيمكانٍما علىطول الطريق،أنا... أصبح ما هو أفضل بالنسبة لي أنا |
benim için en iyi olanı istemiştin. | Open Subtitles | أردت فقط أفضل بالنسبة لي. |