"أفقيا" - Translation from Arabic to Turkish

    • yatay
        
    • dikey
        
    bu araç ile yüzlerce kilometre yatay olarak su altında 200 metrede yine suyun dibine doğru gidebilirsiniz. TED ويمكنك استخدام هذا الآن للذهاب لعدة كيلومترات أفقيا تحت الماء وعلى عمق 200 مترا تحت سطح الماء مباشرة.
    Bu, tabii ki, üst kısmında yatay bir çizgi olacaktır. TED ستكون, بالطبع, خطَّا أفقيا بمحاذاة القمة.
    Hareket ettiğinizde sıvı yer değiştirip kılları gıdıklar, beyninize yatay mı, dikey mi gittiğinizi söyler. TED وبالتالي فحين تتحرك، يتحرك السائل فيدغدغ الشعر، مخبرا دماغك ما إن كنت تتحرك أفقيا أو عموديا.
    Bu sıra dışı bir tanktı, dikey duruyordu... ve eski bir kazana benziyordu. Open Subtitles المستوعب نفسه كان غير عاديا , لقد كان أفقيا بدا وكأنه مرجل قديم.
    Bunlar şu diziler. Bu bütün küreler askıda. Ama kürelerin içlerinde onları pusula gibi olmalarını sağlayan yatay olacak şekilde mıknatıs var. TED هذه المصفوفات. لقد تم تعليق جميع هذه الكرات. ولكن لديها مغناطيسا أفقيا فيها. الذى يجعلها جميعا مثل البوصلات.
    Balık ağlarının diğer yanındaki ızgaralar teknenin altında taraklama yaparken ağların yatay olarak açık kalmasını sağlıyor. Open Subtitles على جانبي نهر السين هناك شبكات قضبان متصالبة لتبقي شباك الصيد مفتوحة أفقيا عندما يجرفها التيار خلف القارب
    Ciddi olamazsın. Kurşun 1 metre mesafeden geldi, ama dikey olarak, yatay değil. Open Subtitles أطلقت الرصاصة ممن على بعد 3 أقدام ولكن عموديا وليس أفقيا
    Şimdi uzun paçayı biraz aşağısında yatay hale getir, keskin uçlu yaralama bunun sol ucuyla yapılmış olmalı. Open Subtitles الآن ضعي الحافة مسطحة عدة بوصات تحت ذلك، أفقيا مع صدمة قوة الحادة الخطوط العريضة لليسار
    Değinmek isteğim ikinci nokta, ve biliyorum ki böyle bir topluluğa konuşmama gerek yok böyle bir şey hakkında. fakat güç sadece dikey olarak yer değiştirmiyor aynı zamanda yatay olarak da yer değiştiriyor TED نقطتي الثانية هي، وأعرف أنه ليس علي الحديث لجمهور كهذا بخصوص هذا الأمر، لكن السلطة لا تتحول فقط عموديا، إنها تتحول أفقيا كذلك.
    Dalgaların boyu zaten 12-15 metreyi bulmuştu ve dalga tepesinden gelen su, tipideki kar gibi yatay bir şekilde esiyordu. TED وصلت الأمواج لارتفاع يبلغ ما بين 40 و50 قدما. والرذاذ المتناثر من القمم المنهارة يتساقط أفقيا كالثلج الذي يتهاطل في عاصفة ثلجية.
    Bu enerji yüzeye kadar ulaşarak suyun yer değiştirmesine ve normal seviyesinin üzerinde yükselmesine neden olur. Diğer yandan yer çekimi ters çekim sağlar bu da enerjinin yatay olarak dalgalanmasına sebep olur. TED تنتقل هذه الطاقة إلى السطح، فتزيح المياه وترفعها لأعلى عن مستوى سطح البحر الطبيعي، لكن الجاذبية الأرضية تسحبها إلى الأسفل، الأمر الذي يجعل من تموج الطاقة إلى الخارج أفقيا.
    Ucube yatay bir şekilde havadan bir çocuk geldi. Open Subtitles كان "النزوة" مواليد تحلق خارج أفقيا عن طريق الهواء
    Şimdi sonsuz uzayımızın bir bölümünü düşünelim tamam mı? Şuraya dört tane sarmal gökada koyuyorum. Şimdi bunun üstüne bir grup cetvel koyduğumuzu düşünelim. Buradaki her çizgi ölçüm yapabilmemiz için, bir cetvele denk gelsin, yatay veya dikey her çizgi. TED لذا فإذا تخيلنا قسما من الفضاء اللا متناهي ، حسنا ، ووضعنا فيه أربعة مجرات حلزونية ، حسنا. ولو تخيلنا وجود خطوط لقياس المسافات ، لذا فإن كل خط هنا يمثل مقياسا -- أفقيا أو عموديا -- لتحديد أماكن الأجسام.
    yatay şekilde titriyorlar. Open Subtitles انهما تهتزان قليلا , أفقيا
    yatay olarak uzun. Open Subtitles أفقيا طويل القامة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more