Sekiz yıldır bunun üzerine düşünüyorum. | TED | أترون، لقد كنت أفكر بالأمر لثمانية أعوام حتى الآن. |
Geriye baktığımda, tuzağa düşürüldüğümü düşünüyorum. | Open Subtitles | أظل أفكر بالأمر و أراجع نفسي أجد أنه قد تم تلفيق التهمة لي |
Düşündüm de dünkü davranış tarzımdan dolayı sana bir özür borçluyum. | Open Subtitles | كنت أفكر بالأمر وأدين لك اعتذار على طريقة معاملتي لك بالأمس |
Bir Düşündüm de onunla konuşmak istiyorsak bir tercümana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | كنتُ أفكر بالأمر.. نحنُ بحاجةٍ لمُترجم إذا كنّا سنذهبُ للتحدث معه. |
- Bir düşüneyim. | Open Subtitles | خمسة , أربعة , ثلاثة , إثنين , الآن دعني أفكر بالأمر |
Bunu hiç düşünmemiştim ama evet öyle oldu. | Open Subtitles | , لم أفكر بالأمر بهذه الطريقة من قبل . . لكن أجل |
Dinle, tüm bu şeyleri Düşünüyordum hesap işlerini, fatura işlerini falan. | Open Subtitles | كنت أفكر بالأمر كاملاً... الحسابات ، كشوف المُرتبات ، كل شيء |
Birkaç gün Düşünmem lazım, bu büyük bir karar. | Open Subtitles | أريد مهلة يوما لكي أفكر بالأمر لأنه قراراً كبير |
Ama şu anda uçurumun kenarında tıkılı kaldık, çeneni kapatıp Düşünmeme müsaade etsen? | Open Subtitles | ولكن الآن، كلانا عالقان على جرفٍ ما لذا ما رأيك أن تغلق فمك وتدعني أفكر بالأمر |
Geriye baktığımda, tuzağa düşürüldüğümü düşünüyorum. | Open Subtitles | أظل أفكر بالأمر و أراجع نفسي أجد أنه قد تم تلفيق التهمة لي |
Şimdi düşünüyorum da, sen en başında nasıl hastalanmıştın ki? | Open Subtitles | الآن بعد أن بدأت أفكر بالأمر كيف مرضت أصلاً؟ |
Şimdi düşünüyorum da, üçüncü buluşmada sevişmiştik. | Open Subtitles | و عندما أفكر بالأمر كانت تلك ثلاثة مواعيد |
Pekâlâ, bizim olayla ilgili Düşündüm ben. Zaman verme olayı falan ve anladım sonunda. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر بالأمر ، حول مشكل الخصوصية ، وقد وجدت الحل |
Düşündüm de, bir tek siz, onca şeyi yaşadıktan sonra aynı huysuz dallama olarak kalabilirdiniz. | Open Subtitles | كنت أفكر بالأمر وأنت فقط يمكنك أن تمر بكل ما مررت به لتخرج وأنت الشخص ذو الروح اللئيمة ذاته |
Tamam bir düşüneyim. lsrarcılığın hoşuma gitti. | Open Subtitles | حسناً، دعينى أفكر بالأمر لأني معجب بإصراركِ |
Biraz oturayım. Bir düşüneyim. | Open Subtitles | . دعنى أجلس . دعنى أفكر بالأمر |
Biliyor musunuz, hiç böyle düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعرفين, لم أفكر بالأمر بهذه الطريقة أبداً. |
Biliyor musun? Hiç böyle düşünmemiştim. | Open Subtitles | أتعلم، لم أفكر بالأمر بتلك الطريقة من قبل |
Aslında, bununla ilgili Düşünüyordum, ve sanki bunu senden çalışıyormuşum gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بالواقع، كنت أفكر بالأمر... وأشعر أنني أسرق منك... |
- Bunu bir daha Düşünmem bile. | Open Subtitles | يمكنني أن لا أفكر بالأمر مره أخرى. |
"Lütfen Düşünmeme izin ver" böyle demişti. | Open Subtitles | "أرجو أن تدعني أفكر بالأمر" كان هذا ردها |
Şimdi düşününce, ilk başta nasıl hastalanmıştın ki? | Open Subtitles | الآن بعد أن بدأت أفكر بالأمر كيف مرضت أصلاً؟ |
Yaşanan onca şeyden sonra garip gelecek biliyorum ama bundan sonra ne olacağını adamakıllı düşünmedim. | Open Subtitles | يبدو غريباً حقا لكني لم أفكر بالأمر فعلاً وما سيأتي بعدها |
Başka biriyle tanıştığımı ve düşüneceğimi söyledim. | Open Subtitles | قلت أنّي قابلت شخص آخر ويجب أن أفكر بالأمر |