Köpek pisliği. İpucuna bak. Neden düşünmedim ki? | Open Subtitles | فضلات كلب، يا له من دليل لماذا لم أفكر بها من قبل؟ |
Bak. Ben her an onu düşünüyorum. Sen de çok özlediğin için annemizi gördün. | Open Subtitles | أنا أفكر بها طوال الوقت و انتِ تفتقدين أمي كثيراً و رأيتِها |
Evet, mükemmel bir fikir. Ben neden düşünemedim ? | Open Subtitles | نعم، تلك فكرة ممتازة لماذا لم أفكر بها من قبل؟ |
Evet, bu ara babamla araları pek iyi değil ben de sürekli onu düşündüğümü göstermek istedim. Ne sıkıntı var ki? | Open Subtitles | أجل , هي و ابي يمرون بأمور صعبة لذا أردت أن أعمل شيء لجعلها تعلم بأني أفكر بها ماذا يحدث بينهم؟ |
- Düşünmem gereken bir kariyerim var! | Open Subtitles | عندي مهنة يجب أن أفكر بها لا يمكنني دعمك بقصة عن مخلوقات فضائية |
Ve bunun hakkında düşündüğüm, sağlık hizmetinin herhangi başka bir sistem gibi olduğu. | TED | والطريقة التي أفكر بها بذلك هو أن الرعاية الصحية مثل أي نظام آخر. |
Bunca yıl sonra hâlâ düşünürüm onu. | Open Subtitles | مازلت أفكر بها بعد كل هاته السنوات. |
Sen burada çalışmaya başladığından beri bunu düşünüyordum. | Open Subtitles | حسناً , كنت أفكر بها كل لحظة منذ أتيتي للعمل هنا, |
10 yaşımdan beri onu pek düşünmedim. | Open Subtitles | لم أفكر بها منذ أن كنت في العاشرة من العمر |
Sen söyleyene kadar hiç düşünmedim çünkü ben ayrımcılıkların olduğu bir dünyada yaşamıyorum. | Open Subtitles | لم أفكر بها حتى قلتها أنت لإني لاأعيش في عالم توجد فيه تلك الإنقسامات |
Tüm bu fırsatlar Hollywood'da da vardı... ama hiç düşünmedim... çünkü bu seni çıldırtacaktı. | Open Subtitles | لطالما كانت الفرص متاحة في هوليوود، لكني لم أفكر بها حتى لأنني ظننتها ستجنّنك. |
Sadece onu düşünüyorum... Sizinle açık konuşmalıyım. | Open Subtitles | فقط أفكر بها علي أن أتحدث بصراحة |
Öldüğünden emin olsam da yine de ara sıra onu düşünüyorum. | Open Subtitles | ... برغم علمي بأنها ميتة ما زلت أفكر بها بين الفينة والأخرى |
- Sürekli onu düşünüyorum. - Ne elinde değil? O daha 23 yaşında. | Open Subtitles | أفكر بها طوال الوقت - ما الذي لا يسعك التوقف؟ |
Ve ben düşünemedim. | Open Subtitles | وأنا لم أفكر بها. |
Ama aslında henüz düşünemedim. | Open Subtitles | لم أفكر بها بعد لديّ فكرة |
O anda pek düşünemedim. | Open Subtitles | لم أفكر بها حينها |
Bu mesajın ona ulaşmasını ve hala onu düşündüğümü bilmesini istedim. | Open Subtitles | اتمنى عبور هذه الرسالة هي على الأقل لكي تعرف بأنني أفكر بها |
Hep kendini beğenir, bu yüzden onu fazla Düşünmem. | Open Subtitles | إنها دائماً واثقة من نفسها ولا أفكر بها كثيراً |
Ama benim düşündüğüm hikaye bize daha yakın, ve masal değil. | Open Subtitles | لكن القصة التي أفكر بها أقربُ إلى البيت قصة ليست بالخرافة |
Bunca yıl sonra hâlâ düşünürüm onu. | Open Subtitles | "مازلت أفكر بها بعد كل هاته السنوات. |
Bütün apandist ameliyatı boyunca bunu düşünüyordum... | Open Subtitles | كنت أفكر بها طوال اليوم |
Belki de. Ama avantajım, sürekli erkekliğimle düşünmek zorunda değilim. | Open Subtitles | ربما و لكن ميزتى أننى لا أفكر بها طوال الوقت |
Bu gerçekten kısır bir döngü, ve ben bunu düşünmemeye çalışıyorum, ...ancak her defasında birileri kokain satın almaya geliyor, anlıyor musun? | Open Subtitles | و انها فعلاً حلقة مفزعة و أمضيت وقتاً عصيباً لكي لا أفكر بها في كل مرة يأتي أحد ما لكي يشتري جرام |
Önce düşünmeli, sonra yine düşünmeliyim. | Open Subtitles | لا بد لي و إن أفكر بها مررارًا وتكرارًا |