"أفوت" - Translation from Arabic to Turkish

    • kaçırmak
        
    • kaçırmam
        
    • kaçırmadım
        
    • kaçırıyorum
        
    • kaçıramam
        
    • kaçırmayacağım
        
    • kaçırdım
        
    • kaçıramazdım
        
    • kaçırmazdım
        
    • kaçıracağım
        
    • kaçıracak
        
    • kaçırırım
        
    • kaçırdığım
        
    • kaçırmıyorum
        
    • kaçırmamışımdır
        
    Bu benim not alma stilim. Hiçbir şeyi kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles إنها نسختي من محمولي لا أريد أن أفوت أي شيء
    Ama bunu kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles لكنى لن أفوت فرصة رؤيته وهو ينضج مقابل العالم
    Türklere, bana yaşattıkları çocukluğu hatırlatmak için hiçbir fırsatı kaçırmam. Open Subtitles لا أفوت أي فرصة في تذكير الأتراك بالطفولة التي قدموها.
    Lan beş tane çocuk yetiştiriyorum ama geçen haftaki bölümü kaçırmadım. Open Subtitles تبا , أربي خمس أطفال ولم أفوت شيئا من الأسبوع الماضي
    Artık kalkayım, sen programı ben de barı kaçırıyorum. Open Subtitles حسناً ، الآن ، أستمر ، أنت تفوت عليك برنامجك وأنا أفوت علي الحانة.
    İşte bu yüzden Kelly Foster'ın cenazesini kaçıramam. Open Subtitles لهذا أنا كنت ما أفوت على جنازة آنسه كيلي
    Ömrümde hiçbir Patern Günü'nü kaçırmadım ve bugünkünü de kaçırmayacağım. Open Subtitles أنا لم أفوت يوم نمط في حياتي ولن أبدا اليوم
    Hayır, yiyebildiğin kadar ye şnitzel barını kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles لا .. لا أريد أن أفوت بوفيه مكسرات كل ما تستطيع أكله
    Seni tam tanımaya başladığım bölümü kaçırmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد أن أفوت الجزء الذي أستطيع أن أفهمك به
    Bu çok tuhaf. Ama asla kaçırmak istemem. Open Subtitles هذا شيء غريباً لكني لا أود أن أفوت أي شيء علي
    Hayır, ama asla sünnet kaçırmam. Size biraz karışım getirdim. Open Subtitles ــ لا، لكنّي لن أفوت حفل ختان، أحضرت غموساً ــ شكراً
    Daha önce ne söylediğimi biliyorum ama... Sen huzurlu olasın diye uçağı kaçırmam falan... Open Subtitles هل تعرف ما قلته مسبقاً عن أن الفضل يعود إليك في أن أفوت رحلة طيراني
    Fırsatları hiç kaçırmam. İşim bu. Biri soyunduğunda hiç kaçırmam. Open Subtitles فوت فرص هذا الرجل ولكني لن أفوت الفرصة الحقيقية
    Beş yıldır kızlarımın tek bir voleybol maçını bile kaçırmadım. Open Subtitles لم أفوت أي مباراة كرة طائرة لابنتي منذ 5 سنوات
    Okula gitmem lazım. Şu an biyoloji dersini kaçırıyorum. Open Subtitles يجب أن أكون بالمدرسة انا أفوت درس علم الأحياء الان
    Antrenmanı kaçıramam. Eyalet Kupası'ndayız. Open Subtitles لا يسعني أن أفوت هذا اننا في مسابقة الكأس الرسمي.
    Çocuklarımın hayatının bir saniyesini bile kaçırmayacağım. Bunu atlatabilirsem. Open Subtitles لن أفوت لحظة من حياة أولادي طالما بإمكاني
    Patronum beni alelacele buraya çağırınca ben de önemli bir seçmeyi kaçırdım. Open Subtitles جعلني مديري آتي إلى هنا مباشرة. تعين أن أفوت اختبار أداء هاماً.
    - Saçmalama. Biz kardeşiz. Hem böyle bir töreni kaçıramazdım. Open Subtitles لاتكن سخيفاً، فأنت أخي ولن أفوت احتفالية كهذه
    Asla kaçırmazdım. Ne kadar oldu? 2 yıl mı? Open Subtitles يستحيل أفوت الحدث ده بقالنا قد إيه سنتين
    Ne yani, Alex'in mezuniyetini ve Haley'in tüm düğünlerini Dede yüzünden mi kaçıracağım? Open Subtitles "هكذا سوف أفوت تخرج "ألكس "وأيضًا عرس "هايلي "كل هذا بسبب "ديدي
    Kampanya varı, kaçıracak değildim ya. Open Subtitles كانت هناك صفقة رائعة بشأن المكسّرات. لن أفوت توفيراً كذلك.
    İkincisi, IRS'ten bir mektubu kaçırırım ve teftiş edilirim, hatta baskına uğrar ve şirketim kapanır. TED رقم اثنين، سوف أفوت رسالة من مصلحة الضرائب الأمريكية، وسوف يتم فحص حساباتي أو مداهمتي أو إيقافي أو بعض من هذا القبيل.
    Sanırım yarınki uçağı kaçırdığım sürece aileme biraz yatışmaları için zaman verebilir. Open Subtitles أظن حتى أفوت رحلتي غدا حسنا، ربما هذا سيعطي والداي الوقت ليهدآن
    Hiç bir idmanı kaçırmıyorum. TED لم أفوت أبدا حصة تدريب واحدة.
    Kalemimi getirdim, umarım bir şey kaçırmamışımdır. Open Subtitles جلبت قلمي, آمل بأن لم أفوت أي شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more