Düşünebildiğim tek şey hayatımın geri kalanını onunla geçirmek zorunda olduğumdu. | Open Subtitles | وكنت أستطيع ان أتذكره شخص أخر سوف أقضى معه بقية حياتى |
İlk ayımı, bulabileceğim en büyük kalabalık tarafından itiştirilip sıkıştırılarak geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | سوف أقضى الشهر الأول, حيث اننى مكتئب و مشوش, فى أكثر البقاع زحاما لو وجدتها |
Yani daha yaşlıyım, façam bozulmuş ve cehennemde bir akşam geçiriyorum. | Open Subtitles | أذاً فقد أصبحت أكبر سناً ومشوهاً وسوف أقضى المساء فى الجحيم |
Dr Freeman, Noel'i tek başıma geçiriyorum. Panik atak geçiriyorum.. | Open Subtitles | على أن أقضى الكريسماس وحدى سأموت من الفزع |
Balayımı, soyunma odasında futbolcu arkadaşlarınla geçirmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أقضى شهر العسل فى غرفة الملابس مع الفتيان |
Yazlarımı büyükannem ve büyük teyzemle birlikte geçirirdim. | Open Subtitles | لقد إعتدت ان أقضى فصول الصيف مع جدتى و عمتى الكبرى |
Aynı zamanda, hayatımın geri kalanını geçirmek istediğim insansın. | Open Subtitles | و لكنك من أريد أن أقضى بقية حياتى معه أيضاً |
Beni bağışlaman için her şeyi yaparım, çünkü hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | و سأفعل أى شىء لتسامحينى لأننى أريد أن أقضى بقية حياتى معك |
Önümüzdeki beş yılı devamlı arkamı kollayarak geçirmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أقضى الخمس سنوات الباقية أتعجب لماذا أراد زنجيى أن يشقنى من الأذن إلى الأذن |
Gerizekalının tekiydi ve bütün bir haftasonunu onunla beraber bir kamyon içinde geçirmek istemedim. | Open Subtitles | لقد كان وغداً أكره أن أقضى معه طوال اليوم مقيد معه |
Babam evden çıkamıyor, o yüzden zamanımı onunla birlikte geçiriyorum. | Open Subtitles | أبى يمكث بالمنزل ,وأنا بهذه الطريقة أقضى فراغى |
Hayatımın her dakikasını vinç idare etmekle geçiriyorum. | Open Subtitles | حسنا ، فأنا أقضى كل دقيقه فى حياتى وأنا مستيقظا فى تشغيل الرافعه |
Hayatımın her dakikasını vinç idare etmekle geçiriyorum. | Open Subtitles | حسنا، فأنا أقضى كل دقيقه في حياتي وأنا مستيقظا في تشغيل الرافعة |
Seninle konuşarak da çok fazla zaman geçiriyorum. | Open Subtitles | أنا أقضى الكثير من الوقت أتحدث إليك أيصاً |
Balayımı, soyunma odasında futbolcu arkadaşlarınla geçirmeyi beklemiyordum. | Open Subtitles | لم أتوقع أن أقضى شهر العسل فى غرفة الملابس مع الفتيان |
Küçük bir çocukken, yazları amcamın tarlasında geçirirdim. | Open Subtitles | عنما كنت طفلاً كنت أقضى الأجازات الصيفية بمزرعة عمى. |
Hadi babanla biraz zaman geçir. | Open Subtitles | أقضى بعض الوقت . مع أبى كالعادة |
Bitir işini! Bitir! | Open Subtitles | أقضى عليه , أقضى عليه |
Ben yalnız bir gece bile geçiremem. | Open Subtitles | إننى لا أطيق أن أقضى الليل بمفردى |
Hey, üst katta geceyi geçirebileceğim bir odan var mıdır acaba? | Open Subtitles | أليس لديك غرفة بالأعلى ليمكن أن أقضى فيها الليله ؟ |
Fakat Doktor Palmer'in laboratuvarında bir kaç saat geçirmem gerekiyor. | Open Subtitles | لكنى أريد ان أقضى بعض الساعات فى معمل دكتور "بالمر". |
Ve yıllardır ihmal ettiğim birkaç kişiye daha çok zaman ayıracağım hala fırsatım varken. | Open Subtitles | وأتمنى أن أقضى المزيد من الوقت مع بعض الناس, الذين أهملتهم على مر السنين بينما لا زلت أمتلك الفرصه |
Yazın geri kalanını yelken gezisinde geçireceğim. | Open Subtitles | . لكن انا أقضى بقية الصيف فى رحلة على مركب شراعى |
Önümüzdeki senemi ona yalan söylerek geçirmeyeceğim. | Open Subtitles | . أنا لا أريد أن أقضى السنة التالية و انا أكذب عليها |