| İlk risk tütün düzenlemelerinin artmasıyla daha az insanın sigara içecek olması. | TED | الخطر الأول هو أن عددًا أقل من الناس سوف يدخنون نتيجة لزيادة تنظيم التبغ. |
| Böylece daha az kişi otel odama izinsiz giriyor. | Open Subtitles | وهذا يعني عددا أقل من الناس يقتحمون غرفتي في الفندق. |
| daha az şüphe çeker ve daha az insan olur. | Open Subtitles | تكون أقَل شُبهة، وعدد أقل من الناس بالجوار. |
| Bu yüzden sıtmanın yaygın olduğu kesimlerde ortalama yaşam beklentisi, sıtmanın az görüldüğü bölgelere göre çok daha az. | TED | و لذلك فإن الناس الذين يعيشون في مناطق موبوءه بالملاريا سيكون متوسط العمر المتوقع لهم عيشه أقل من الناس الذين يعيشون في مناطق محدودة فيها الملاريا |
| Ted, ordu daha az kişinin öldüğü projelerde ödeme miktarını genellikle bol tutmadığından General McMillan'ı yemeğe çıkartıp biraz yağ çek ki ordu fazladan ödeme yapsın. | Open Subtitles | تيد ، لأن الجيش عادة لا يدفع أكثر لشيء يقتل عددا أقل من الناس أنا أحتاجك لتتملق على الجنرال ماكميلان على العشاء للحصول على أموال أضافية منهم |
| Yani bu TEDx organizasyonun teması "Gelecek Zaman" olduğuna göre galiba, bir deyişle benim gelecek vizyonum da gelecekte daha az kişinin sosyal medya kullanması. | TED | لذلك، إذا كان موضوع حديثي هنا في TEDx هو "زمن المستقبل"، بعبارة أخرى أعتقد أن رؤيتي المستقبلية إحداها أن أجد عدد أقل من الناس يستخدم وسائل التواصل الاجتماعي. |