"أكاد" - Translation from Arabic to Turkish

• Neredeyse
• az
• üzereyim
• üzere
• edebilirdim
• zor
• gibiyim
• üzereydim
• hatırlıyorum

Bak işte, Neredeyse seni yenmekten zevk almayacağım noktaya eriştik.
أتعلم، أكاد أوصل لمرحلة.. أني لم أعد أستمتع بهزيمتك مجدداً

Belki de şirin bir yerdir. Sorunun ne olduğunu bulmaktan Neredeyse nefret edeceğim.
ربما كان الوضع لطيف جدًا هنا وحسب، أكاد أكره معرفة ما الخطب بها

Neredeyse Bay Wilson'ın ölmeden önce hep yaptığı gibi depoda uyuduğunu sanacağım.
حتى أنني أكاد أتوقع أن يكون السيد ويلسون نائماً في غرفة البضائع كما كان يفعل دائماً قبل موته

Başkan, bunun az önce burada olmadığına yemin edebilirim.
جروبلر أكاد أقسم أن هذه لم تكن هنا منذ دقيقة

Senden bıkmak üzereyim.
أكاد أن اصاب بالمرض والأرهاق بسببك، كان عليك الانتظار قليلا

Aklım almıyor, herşey sona ermek üzere, ama o burada yok.
لا أكاد أصدّق أنّ كلّ ذلك سينتهي قريباً، وهو ليس موجوداً هنا

Geçen gece onu salıncakta gördüğüme yemin edebilirdim.
تلك الليلة أكاد أقسم أنني رأيته جالساً على الأرجوحة

Neredeyse 40 yaşındayım ve hiç sevişmedim.
أكاد أبلغ الأربعين ولم أضاجع أي أمرأة حتى الآن

Hastalığım yüzünden Neredeyse hiç bir şey bilmiyorum.
لم أستطع .. بسبب مرضي لا أكاد أعرف أي امرأة

Başıma gelmiş en önemli şeylerden birisin ve ben buna rağmen senin hakkında Neredeyse hiçbir şey bilmiyorum.
كيف يمكنكَ أن تكون أحدَ أهمّ الأمور التي حدثت لي ومع ذلك، أكاد لا أعرف عنكَ شيئًا.

Neredeyse Avrupalıların size yapacaklarına üzüleceğim.
أكاد أندم عل ما سنفعله بك نحن الأوروبيون

Benimle birlikte savaşa katılmış insanlarla görüştüm. Neredeyse her şeyi hatırlıyorum.
قابلت أناسا خدموا معي أكاد أسترجع الصورة كاملة

Üstelik Neredeyse hiç birikmiş param da yok. Hamileyim ve sağlık sigortam da yok.
كما أنّي لا أكاد أملك أيّة مدّخرات وأنا حبلى

Dövüş Kulübü şampiyonunu devirdin. Neredeyse etkilendim diyeceğim.
تطيح بطل نادى القتال أرضا أنا أكاد أكون منبهر

İlk seferinde seni Neredeyse yok ediyordum ve dün gece de Neredeyse Corah'ı.
في المره الأولي كنت أكاد تدميرك وفي الليلة السابقة كدت أدمر " كوراه".

Bu banka dökümleri Neredeyse bitmek üzere, söz.
أكاد أنتهي من هذه السجلات المصرفية، أعدك بذلك

Neredeyse senin önünde resmi yapan elini hissedeceksin.
نعم، أكاد أشعر بيده وهي ترسمها أمامنا الآن

Konuşmadığım ve az tanıdığım.
الذي لا أتحدث إليه و لا أكاد أعرفه هو هنا

Suçluluk hissinden delirmek üzereyim beni ve ailemi tehlikeye sokabilecek bir sorun çıktı ve bana söylemediniz mi?
و أكاد اجن بسبب الشعور بالذنب و هناك تعقيد هائل والذي قد يعرضني للخطر انا و عائلتي

İyi. O kadar iyi ki bağırsakları dışarı fırlamak üzere.
إنه بخير لدرجة أنني أكاد أن أقتلع أمعائه

Burasının yiyebildiğin kadar yediğin kanatçılardan olduğuna yemin edebilirdim.
أكاد أقسم أنّه كان المطعم حيث تتناول كلّ ما تستطيعه من الأجنحة.

O parça beni çok fazla ... rahatsız ediyor, ona zar zor bakabiliyorum. Onun birinin lezbiyen olmayı istemesini sağlayacağını sanmıyorum.
تلك اللوحة تجعلني منزعجة جداً، لا أكاد أستطيع النظر إليها لا أعتقد بأنها ستجعل من أي امرأة ترغب بأن تصبح سحاقية

Hakkında o kadar çok şey duydum ki, Neredeyse seni tanıyor gibiyim.
لقد سمعت الكثير عنك أشعر بأني أكاد أعرفك

O iyice saçmalamadan bir sezonu tamamlamak üzereydim.
أن أكاد أن أنهي الموسم بدونه شيء جنوني